Bakterilerin antibiyotik direncinin son yıllarda hızla artması nedeniyle geçtiğimiz yıllarda kolayca tedavi edilebilen pek çok bakteriyel enfeksiyon artık ölümle sonuçlanabiliyor. Bu durum, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da “insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük 10 küresel halk sağlığı tehdidinden biri” olarak ilan edildi. Veriler, de bu saptamayı doğrular nitelikte. DSÖ’nün yayımladığı son verilere göre 2019’da bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle 1,2 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Herhangi bir çalışma olmaması durumunda ise 2050 yılına kadar; her yıl 10 milyon insanın antibiyotiğe dirençli hastalıklar nedeniyle ölmesi bekleniyor.
Bilim insanları ise özellikle antibiyotik ve diğer çoklu ilaçlara dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonları yönetmek ve ölüm oranlarını azaltmak için alternatif tedaviler geliştirmek için çalışıyor. Faj Terapisi de bu alternatif yöntemlerin başında geliyor. Bu tedavi yönteminde, doğal düşmanları olan belli bakteri türlerini hedef alan virüslerin, izole edilerek bakteri kaynaklı hastalıklarda doğal ilaç olarak kullanılması hedefleniyor.
Yakın Doğu Üniversitesi ve La Trobe Üniversitesi’nden umut yaratan iş birliği!
Yakın Doğu Üniversitesi de uluslararası iş birlikleriyle bu alanda yenilikçi çalışmalar yürütmeye devam ediyor. Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Merkezi’nin Avustralya’daki La Trobe Üniversitesi ile iş birliği içerisinde yürüttüğü “Pseudomonas aeruginosa Suşlarında Antibiyotik Direncinin Yayılmasının Moleküler Mekanizması ve Yeni Bakteriyofajların Alternatif Tedavi Yaklaşımı Olarak Araştırılması” projesi de bunlardan biri. Çalışma, toprak ve suda bulunan bakteri gruplarından “Pseudomonas aeruginosa” suşlarının antibiyotiğe karşı geliştirdiği direnç mekanizmasını analiz ederek, bu bakteriye karşı bakteriyofaj yöntemi ile doğal bir savunma mekanizması oluşturmayı amaçlıyor.
Antibiyotik ve Kemoterapi Derneği’nin (ANKEM), KKTC’de düzenlediği ‘38. ANKEM Akılcı Antibiyotik Kullanımı Kongresi’nde Poster Sunu Birincilik Ödülü’ne de layık görülen projenin yürütücülüğünü Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Merkezi araştırmacılarından Dr. Ferdiye Taner üstleniyor. Ayrıca, proje ekibinde Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Tamer Şanlıdağ, Yakın Doğu Üniversitesi Kit Üretim Laboratuvarı sorumlularından Dr. Gökçe Akan, Dr. Gülten Tuncel, Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Merkezi araştırmacıları Prof. Dr. Murat Sayan, Doruk Kaynarca ve Dr. Ferdiye Taner ile La Trobe Üniversitesi’nden Vaheesan Rajabal ve Steve Petrovovski de yer alıyor.
Dr. Ferdiye Taner: “Antibiyotik direnci kazanan bakterilere karşı yeni alternatif tedaviler geliştirmek zorundayız.”
“Pseudomonas aeruginosa Suşlarında Antibiyotik Direncinin Yayılmasının Moleküler Mekanizması ve Yeni Bakteriyofajların Alternatif Tedavi Yaklaşımı Olarak Araştırılması” projesi ile ilaç direnci kazanan Pseudomonas aeruginosa bakterisine karşı doğal bir alternatif tedavi yöntemi geliştirmeyi amaçladıklarını söyleyen Dr. Ferdiye Taner, “Çalışmada, çoklu ilaca dirençli Pseudomonas aeruginosa suşlarını parçalayabilen bir bakteriyofajın izolasyonunu gerçekleştirdik. İzole edilen bakteriyofajın karakterizasyonu ile ilgili araştırmalarımıza ise DESAM Araştırma Merkezi araştırmacılarından Dr. Gökçe Akan, Dr. Gülten Dereboyu ile La Trobe Üniversitesi’nden meslektaşlarımız Doç. Dr. Steve Petrovski ve Vaheesan Rajabal ile birlikte devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Dr. Taner yürüttükleri projenin sonuçlarının gelecekte üretilecek etkili bir faj tedavisi formülasyonuna katkıda bulunacağını söyledi.
Son yıllarda antibiyotik ve çoklu ilaç kullanımına karşı bakteriyel direncin arttığını hatırlatan Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Merkezi’nden Dr. Ferdiye Taner, bu nedenle antibiyotik kullanım oranlarının düzenli olarak izlenmesi gerektiğinin altını çizdi. İlaç ve özellikle antibiyotik direncinin artmasını ‘küresel olarak yayılan bir tehdit’ olarak değerlendiren Dr. Taner, Pseudomonas aeruginosa suşlarında başta olma üzere pekçok dirençli patojenin etkin tedavisini güçlendirdiğini ve sonuç olarak yeni alternatif tedavi rejimlerine gereksinimi zorunlu hale getirdiğini belirtti.
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Daha iyi bir dünya ve insanlığa hizmet için yürütülen bilimsel çalışmalarda aslolan rekabet değil iş birliğidir.”
İnsanlığı ilgilendiren sorunların ancak dünyanın farklı üniversitelerinden bilim insanlarının iş birliği yaparak geliştirdiği bilimsel projeler ile aşılabileceğini vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Yakın Doğu Üniversitesi olarak Avustralya’dan La Trobe Üniversitesi ile uzun zamandır önemli bilimsel projelerde iş birliği yapıyoruz. Bu iş birliğinin bir sonucu olarak doğan ‘Pseudomonas aeruginosa Suşlarında Antibiyotik Direncinin Yayılmasının Moleküler Mekanizması ve Yeni Bakteriyofajların Alternatif Tedavi Yaklaşımı Olarak Araştırılması’ projesi ile küresel bir sağlık tehdidi haline gelen antibiyotik direncine karşı etkili bir alternatif tedavi yöntemi geliştirmeyi amaçlıyoruz” ifadesini kullandı.
Dünyanın farklı ülkelerinden pek çok kurumla bilimsel iş birlikleri geliştirdiklerini vurgulayan Prof. Dr. Şanlıdağ, “Daha iyi bir dünya ve insanlığa hizmet için yürütülen bilimsel çalışmalarda aslolan rekabet değil iş birliğidir. La Trobe Üniversitesi ile de yeni iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz ” ifadesini kullandı.