Biri aniden çıkar der ki “Benim babam Gazi, kendini Kıbrıslı Tük hissetmeyenler, Türk yönetimini beğenmeyen Rum tohumları Kıbrıs’ı terk etsin.” çıkışıyla memleketliyi kışılar.
Öbürü kalkar “Bu memleket bizim, demografik yapıyı bozan, işgalle birlikte gemilere doluşarak bu adaya gelen “Taşıma nüfus” barra memleketine” diye vatandaşı dehler.
Bir başkası da “İnadına barış, Kıbrıs’ta barış engellenemez, ne pahasına olursa olsun, barış hemen şimdi.
Ayşe evine dön” diye orduyu kovar.
Türkiye cenahından haddi iyice aşan birileri de “Kuzeyden memnun olmayan Güney’e gitsin” der, halkı yollar.
İç nüfusta birileri federal çözüm derken, azımsanmayacak bir kesim KKTC’nin sonsuzluğunu inanır.
Her şey bir yana,
kendini, adanın tek hakimi gören Rum yönetimi çoğunluğu ise fazla konuşmayın re refikler, diyor.
Ve ekliyor:
“Hepiniz Osmanlı’dan kalma, Kıbrıs’ın dört asırlık misafirlerisiniz.
1974 sonrası adaya gelenler işgalcidir.
Elbet, uluslararası yasalara göre egemenliğimdeki bu adada; ya gelin size vereceğim kırpılmış haklara, azınlık seyahat hakkına, tamah edin..
Egemenliğimin gücünü kabul edin.
Olmadı, “yüzlerce yıl geçse de Kıbrıs’ı tüm müslümanlardan temizleyeceğim” yemini eder.
Garasakalı/aksakalı, yerlisi/yurtlusu, kendi geleni/getirileni, çalışma izinlisi/kaçağı, atadan dededen adalı olanıyla..
Bu ada, bu hayat, bu dünya, öyle ya da böyle, geçici olarak hepimizin.
Ötekileştirmeye, ötekinin acılarına, mücadelesine, siyasi inançlarına saldırıp saygısızlık etmek biz KKTC Kıbrıslı Türklere yakışmıyor.
Bu nevi çirkin çıkışlar, Türkiye Halkı üzerindeki o saygın, Avrupai ve temiz halk olduğumuz imajını ve dostluğu zadelemekten başka bir şeye yaramaz.
Ki Anadolu halkı ve Kıbrıslı Türkler bağdaş be özdeştir.
Son 50 yılda KKTC nüfusuna Türkiyeli Türk, Arap, Kürt, Zaza, gürcü vs dahil oldu mu?
Evet.
Aynı Kuzey Kıbrıs nüfusuna Avrupalılar, Afrikalılar, Türkmenler, Ruslar, Rumlar, Maroniler, Yahudiler, Slavlar, Pakistanlılar vatandaş olarak dahil mi?
Evet tabii.
Ve bu karma nüfusa Annan Planında AB’ye evet mi hayır mı diye sorulup yasal oy hakkı verildi mi?
Pek tabii ki!
Ve buna dayanarak..
1950’lerde Kıbrıslı Türklerin ve dönemin Türkiye hükumetlerinin mücadelesiyle başlayan siyasi hak arayışı sonucu elde edilen Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı, kısmen de olsa egemenliği ve seçme seçilme hakkı geri iade edildi mi?
Aynen öyle.
Netice itibarıyla o haklıydı bu yanlıştı tartışması bir yana; Rum/Tük farketmezsizin, 1963-1974 arası bir sürü haksızlık, göç, travma, saldırı, kayıp ve bir dolu acılar yaşandı mı?
Maalesef evet.
15 Temmuz 1974 Yunan Cunta ordusunun illegal Kıbrıs harekatı Türkiye ordusuna legal harekat hakkı verdi mi?
Aynen öyle.
Peki harekat sonrası, doğru ya da yanlış askeri ve siyasi sonuç ortada iken.
Kimileri bu sonucu değiştirmek ve veya kimileri de mevcut sistemin devamından yanayken…
Ve son zamanlarda Rumlar, Doğu Akdeniz yeraltı zengin kaynaklarının kaymağını tek başına yutmak için Suriye, Lübnan, Mısır gibi Akdeniz ülkeleriyle anlaşmalar yapıp; canhıraş bir mücadeleyle, adadaki Türk varlığını yok sayma gayreti içindeyken.
Kıbrıs Türklerine destek veren bazı Türki devletler bile adadaki varlığımızı, Türkiye’ye rağmen, on iki milyon küsur euro gibi paralar karşılığında müslüman kardeşlerini sıfırlamaya yönelmişken.
Hatta ve dahi Tütkiye iktidarı bu konuda hiç bir net açıklama yapmayıp, yeni siyasi stratejiler bekirlemekten uzak durup ve veya varsa bile gizlerken..
Birbirimize düşmenin, öteleyip itelemenin, kime ve neye hizmet ettiğini bir yol düşünün lütfen.
Zaman, Kıbrıslı Türklerin ve kökeni, dini, dili ve ırkı ne olursa olsun tüm kktc vatandaşlarının Atatürkçü laik demokratik paralelinde dayanışma zamanıdır.
Eğer işgal varsa, Yunan Cunta ordusu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal etti.
Türkiye de darbe saldırısı işgaline karşı müdahale edip Kuzey’de hakimiyet kurdu.
Kimin işgali ve veya egemenliği daha adaletli?
Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ni gasp edenler mi? Adanın kuzeyinde Kıbrıslı Türkler için güvenli bölge oluşturanlar mı?
Sahi, on bin yıllık egemenlikler geçmişinden bu güne, bu ada hakikatta kimin?
Ve kime kalır buralar ve kalanlar gidenleri, ölenleri hatırlar mı?





