Bu kadar net..!
Sakın böyle bir şeye kalkışmasınlar.
Son derece büyük bir hata olur.
Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde açacakları temsilciliklerin bir büyükelçiliğe akredite olması gerekir.
Aynı İngiltere, ABD, Almanya ve diğer örneklerde olduğu gibi.
Onların ülkemizdeki temsilcilikleri aslında Güney Kıbrıs’taki büyükelçiliğin bir birimi.
Yani, Rum Yönetimi’ne tabi bir birim.
Şimdi bazı Türk Devletleri Güney Kıbrıs’ta Büyükelçilik açmaya hazırlanırken, bir yerde “yarım elma gönül alma” misali bir biçimde Kuzey Kıbrıs’ta da temsilcilik açmaktan bahsedilmekte.
Sakın ha..!
Rum’un ekmeğine yağ sürdük bir de üzerine bal sürmeyelim.
Emekli Tümamiral Cihat Yaycı bu konuda oldukça geniş ve detaylı bir açıklama yaptı.
Son derece haklı olduğu yönler var.
Ona kulak vermek en doğrusu olur.
Eğer bu Türk Devletleri başlangıç olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde temsilcilik açmak ve sonrasında da diğer adımları da atmak niyetindeyseler gerçekten, açacakları temsilcilikleri Ankara’daki büyükelçiliklerine akredite etsinler.
O zaman sıkıntı olmaz.
Bakalım Rum tarafı bu adıma nasıl bir karşılık verir.
Aslında diğer temsilcilikler için de aynı yöntem talep edilmeli.
İngiltere’ye de ABD’ye de diğer temsilciliği bulunan ülkelere de akreditasyon adresi olarak Ankara’daki büyükelçilikleri gösterilmeli.
Sanırım buna içimizde karşı çıkan olmaz.
Eğer bunu yapmazsak, Güney Kıbrıs’ın adanın tümüne hakim bir yönetim olduğu iddiasını kabullenmiş oluruz.
Artık şartları bizim koyduğumuz bir dönemdeyiz.
Bunu doğru değerlendirelim.
İç siyasi çekişmeler uğruna heba etmeyelim.
Türk Devletleri’ndeki kardeşlerimiz de bunu yaparak yarattıkları üzüntüyü bir nebze olsun telafi etmiş olacaklardır.
Biz teklifimizi yapalım, bakalım ne olacak…
