İnşaat sektörünü baltalamak adına atılmış Rum adımları giderek genişliyor.
Tutuklama listesine sürekli yeni isimler eklenmekte ve bu isimlere yönelik işlemler de tam gaz devam etmekte.
En son Kuzey’de yabancılara mal satışı yaptıkları gerekçesiyle tutuklanan iki Macar emlakçıya hapis cezaları verildi.
Böylelikle ilk kez kesinleşmiş bir ceza da kayda geçmiş oldu.
Elbette burada kalmayacak.
Bu iş genişleyerek sürecek.
Ve belli ki konuyu farklı başlıklarda ve biçimlerde ele alacaklar.
Mesela çok uzun bir süre önce tutuklanmış olan Simon Aykut işin bir boyutu.
Az önce bahsettiğimiz Macar emlakçılar ise işin diğer bir tarafı.
Bir tarafı aylardır hapiste tutup mahkeme süreci uzatılırken, diğerinde çok hızlı bir süreç neticesinde ceza aşamasına gelindi.
Şimdi sırada Türkler var.
Bu konuda oluşturulmuş liste bir süre önce basınla paylaşılmıştı.
Acaba bu listedeki isimler nasıl bir işleme tabi tutulacak..?
Bilmiyoruz, belli değil çünkü.
Her şey olabilir.
Planlarının ne olduğunu öngöremiyoruz çünkü hukuksal bir doğrultuda yürümüyorlar.
Ve ne yazık ki bizler de bu aldatmacaya kendimizi kaptırmış bir durumdayız.
Rum Yönetiminin yapmakta olduğunu hukuksal bir süreç olarak görüp ondan bu şekilde bahsetmekteyiz.
Tam da istedikleri şeyi yapıyoruz yani.
Ama aslında olan biten tamamen siyasi bir olaydır.
Rum Yönetimi bir yandan Kuzey’e yönelik egemenlik iddialarını hakim kılmak, öte yandan Türklerin ekonomik anlamda bağımsızlıklarını kazanmalarını engellemek adına bir seri adımlar atıyor.
Adına hukuksal süreç dedikleri bu adımlar aslında tamamen siyasal emellerine hizmet ediyor.
Tamamen siyasi bir durum söz konusu.
Hal böyleyken bizim çıkıp da bu konuya hukuksal karşılık vererek işi bu yönde halletmemiz de doğal olarak olası değil.
Hem de hiç..!
Biz de aynen onlar gibi yapmalı ve siyasi adımlar atmalıyız.
Bu konuda elimizde o kadar çok argüman var ki, şaşar kalırsınız..
Yeter ki bu yönde bilinçlenelim.
Çok geç kalmadan bu yola girelim.
Nasıl ki yıllarca diplomasi ile halledilmeye çalışılan Kıbrıs sorunu bir anda askeri bir harekatla çözüldü ve artık Ada’da barış ve huzur var. Aynen burada da gereken yapılmalı ve bu sefer siyasi adımlar atılmalı.
Gayrimenkul Krizi Hukuk Yoluyla Çözülmez
