Bu soru çok önemli, daha doğrusu yanıtı.
Hepimizin malumu, ana muhalefetimiz olan Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin bu konuda daha önceden çok vahim bir yanlışı olmuştu.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhuriyet Meclisi’nde yaptığı konuşma sırasında genel kurula girmemişler, protesto etmişlerdi.
Bu olayın izleri mutlaka hala bariz bir şekilde akıllardadır.
Şimdi sırada CTP için yeni bir meclis sınavı söz konusu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Kıbrıs konusunda almış olduğu karar paralelinde bir metin bu sefer de KKTC Cumhuriyet Meclisi tarafından onaylanacak.
Onaylanacak diyorum, çünkü hali hazırda 29 milletvekili bu yöndeki bir karar metnine “evet” diyerek onay verecektir.
Hatta bu sayı 30 ya da 31 bile olabilir.
Yani, Kıbrıs konusunda artık iki devlet temelinde ve egemen eşitliğe dayanan bir çözüm modeli dışında seçenek olmadığı, federasyon seçeneğinin ömrünü tamamladığı şeklindeki bir karar metni bu yıl, yüksek ihtimalle 20 Temmuz’da onaya sunularak hayata geçecektir.
Benim sorduğum, bu durum karşısında CTP ne yapacak..?
Çok fazla seçenek yok. Sadece iki seçenek mevcut.
Birincisi, karar metni üzerindeki görüşmelerin yapılacağı olağanüstü toplantıya CTP’li vekillerin de katılmasıdır.
İkincisi de doğal olarak katılmamasıdır.
Her ikisinde de sonuç değişmez. Ancak sonucun şekli değişir.
CTP’li vekillerin katılması durumunda karar metni tüm tarafların, her görüşten milletvekillerinin katıldığı ve konunun her yönüyle tartışıldığı bir görüşme sonrasında oy çokluğu ile onaylanmış olur.
İkincisinde ise CTP katılmaz, metin oy birliği ile onaylanır.
Her ikisi de CTP adına sıkıntılı.
Çünkü birincisinde, karşı olduğunuz halde katılımda bulunduğunuz bir oturum söz konusu olur. Daha sonraki zamanlarda onaylanmış olan kararın irade içermediğini iddia edemezsiniz.
İkinci seçenekte ise “irade yoktu” diyebilirsiniz ama sonuçta karar kayıtlara “oybirliği” ile onaylanmış olarak geçer.
Gerçekten zor bir durum.
Bakalım CTP kurmayları bu sefer nasıl bir yol izleyecekler.
Merakla bekliyorum…
