Güney’deki basın haberlerine göre, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, KKTC’deki eski Rum taşınmazlarının kullanımı konusunun, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in “konusu olmadığını” söylemiş.
Hristodulidis’in bu yaklaşımına, saptamasına itirazım var mı?
Kıbrıslı deyişiyle, “Zırnık itirazım yok.” Gerçekten mi? Evet, gerçekten.
Hatta Hristodulidis’in bu seslendirmesinin, Birleşmiş Milletler’in operasyonlarının gailesini çekenlere de güzel bir ön mesaj olduğunu görüyorum.
***
Kabul edilebilir bir çözüme ulaşılmadığı için, Kıbrıs sorunu uluslararası camianın ve de özellikle BM’nin gündemindeki en eski çözümsüz sorunlardan biridir.
BM Barış Gücü 1964 yılından beri Kıbrıs’ta görev yapmaktadır.
İlk BM Barış Gücü komutanı Hintli P.S Gyani, şu an görevde olan Moğolistanlı General Erdenebat Batsuuri ise 22. BM Barış Gücü Komutanıdır.
***
Kıbrıs’taki Barış Gücü’nün görevi öncelikle Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında çatışmaları önlemektir. Özellikle 1963 – 1968 arası Rum saldırılarıyla başlayan çatışmaları önlemede BM Barış Gücü, saldırgan tarafa karşı mevzilenerek etkin görev yaptı mı? Yapmadı.
Çatışma çıktığı zaman üç kez ateş kes çağrısı yapan, aradan çekilirlerdi.
1974 Barış Harekâtı’ndan sonra 1996’da Rumların sınır eylemleri sırasındaki gerilimin dışında ciddi bir gerilim olmamıştır.
2003 yılında kapılar açıldıktan sonra iç içe yaşam bir biçimde vardır.
Kısaca… Dünyanın değişik köşelerinde yaşanan çatışmalarda BM Barış Gücü’ne Kıbrıs’la kıyaslandığı zaman çok daha fazla gereksinim vardır.
Rumlarla birlikte ortak bir törenle Kıbrıs’ta görevli barış gücüne teşekkür edelim. BM Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki 61 yıllık görevi sona ersin.
***
Kuzey’de, 1974 öncesi sahipleri Rum olan taşınmaz malların kullanımıyla ilgili, Hristodulidis yönetimi saldırgan bir tutum izliyor.
İki toplum arasında bir sorun karakteri taşınan bu konuda Hristodulidis, Holgin’in şahsında BM’ye “SİZ KARIŞMAYIN, BU SORUNLA İLGİLİ SİZE İHTİY ACIMIZ YOKTUR” diyor.
İngiliz’in dediğinden “NO PROBLEM”, sorun değil.
Eskiden BM Barış Gücü’nün görev süresi 6 ayda bir uzatılırdı. 2023’ten beri yılda bir uzatılır.
Önümüzde altı aylık süre var.
Kıbrıs Türk tarafı olarak BM’ye, “Biz kendimize güveniyoruz. Kıbrıslı Rumlar da güvensin. Adada barışı, huzuru, verimli diyalogla bir halledelim. Kıbrıs’ta Barış Gücü’ne askeri birlik anlamında gereksinim kalmamıştır. Müzakerelerle ilgili bir ofis ve sınırlı sayıda çalışan yeterlidir.” diye görüşümü yazılı iletelim.
Bu sorun yaratmak değil, tam tersi, barış yolunda özgüvenli tavır koymaktır.
***
Kıbrıs’ta kalıcı bir ateşkes olmasa da fiili ateş kes 51 senedir var.
Kimse, ateş kes için kalıcı anlaşma yapalım demiyor.
Demek ki fiili ateş kes, kalıcı ateş kes anlaşmasından daha güçlü, daha işlevsel.
O zaman UNFICYP’nin 800’den fazla askeri ve 60’tan fazla polis memuruyla görev yapmasına ne gerek?
Bu amaçla, harcanan paraya yazık.
***
Kötü senaryo kuracaklara bir öneri. Tamamen ara bölgede, olası gerilim durumunda, görev tanımı açıkça yazılarak İngiliz üslerindeki potansiyelden katkı alınabilir.
Türk tarafında yetkili olsam, bu konuda Hristodulidis’in düğmeye basması gibi, hatta daha güçlü olarak düğmeye basarım.
KKTC’deki eski Rum taşınmazlarının kullanımı konusunu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in yani BM’nin konusu değilse, fiilen zaten olmayan, konular neden BM’nin konusu olsun?
Rum tarafının çözüm ve kalıcı barışa karşı tavırlarının önüne geçmek istiyorsak, ezberlerin dışına çıkılması şarttır.
Hade hayırlısı!!!
Ersin Tatar, ilk görüşmede Holgin’e konuyu aktarırsa, faydası var zararı yok…