1. Haberler
  2. Kıbrıs
  3. CTP-AKEL ilişkileri, Kıbrıs’ta önemlidir…

CTP-AKEL ilişkileri, Kıbrıs’ta önemlidir…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Güney’de AKEL – CTP ilişkileri pek sorgulanmaz ama Kuzey’de özellikle seçim dönemlerinde sorgulanır ya da seçim sonucu etkileyecek içerikle konuşulur. Şimdilerde olduğu gibi.

CTP-AKEL ilişkileri Kıbrıs’ta önemlidir.

Siyasi gerilimler ne olursa olsun Kıbrıs’ta CTP ve AKEL onay vermediği bir çözüm süreci neredeyse mümkün değildir. Yani Kuzey’de CTP’siz, Güney’de AKEL’siz çözüm olmaz. Olur gibi olsa da sıkıntılı olur.

CTP ve AKEL iyi, dengeli, karşılıklı beklentilere saygılı çözüme katkı koyabilir. Yaşanan deneyimler gösterdi ki CTP, AKEL’e göre iki toplumlu düşünmeye daha yakındır.

AKEL, 1926, CTP 1970 yılında kuruldu.

AKEL’in deneyim dağarcığında kırk dört yıllık bir fazlalık var.

Her ülkede tek komünist partisi olabileceği temel doğrusundan hareketle CTP’nin kuruluşu sonrasında da Kıbrıslı Türk sosyalistler için AKEL özel değere sahip oldu.

***

1974 sonrası AKEL ile CTP’nin yollarının yavaş yavaş ayrılmaya başlandığı o günleri yaşayanlarca anlatılır. Özellikle rahmetli Naci Talat’ın Kıbrıs Türk toplumu içinde AKEL’in gölgesinde olmayacak bir sol siyasi hareketi savunduğu ve bu savunma nedeniyle CTP içinde harcanmak istendiği de bir başka gerçektir.

Detay bir yana CTP’de AKEL’e daha yakın olan kadrolar parti içi mücadeleyi kaybetti. Sabahattin İsmail’in yer aldığı bir ekip AŞAMA aylık sosyalist dergiyi yayınlarken, Kuzey’de AKEL gibi bir partiye ihtiyacı da vurguluyordu.

Mehmet Ali Talat’ın Genel Başkanlığı ile açılan sayfada AKEL daha kolay eleştirildi. Hatta farklılıkların vurgulanmasına özen gösterildi.

O zaman AKEL ile CTP arasında mesafe açılmış, aradaki buzlar erime bir yana yaz güneşine bile dayanacak hale gelmişti..

***

AKEL – Papadopulos işbirliğinin ilk meyvesi, sonradan Cumhurbaşkanı da olan rahmetli AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofias’ın Meclis Başkanı olmasıydı.

Papadopulos, daha Cumhurbaşkanı seçilmeden yaptığımız bir görüşmede AKEL’le işbirliklerinin devam edeceğini ve kendisinin başkan seçilmesi sonrasında AKEL’in ilk kez hükümette çok önemli bakanlıklar elde edeceğini söylemişti.

                                                                      ***

Önce AKEL güneyde hükümette etkili oldu. Bu etkinlik AKEL’i Rum resmi politikasının parçası yaptı.

CTP, AKEL – Papadopulos yakınlığından mutlu olmadı. AKEL’in Papadopulos’a verdiği destek tarihi yanılgılardan biri olarak nitelendi.

O noktadan başlayarak CTP –AKEL ilişkisi ciddi kan kaybı yaşamaya başladı.

                                                                 ***.

İki partinin kendi toplumsal siyasi yapıları içinde muhalefet konumları ilişiklerde bahar dönemini yaşatırken, sorumluluk arttıkça bahar yerini daha kötü mevsim koşullarına bıraktı.

Kuzey’de CTP siyasi sorumluluğunun yükselmesini, AKEL bir yandan ister görünürken, öte yandan da kuşkular taşıyordu.

Dıştan bakıldığı zaman, tarafların yetkili ve sorumlu konumda görüşme masasının karşı taraflarında olmak istemediği izlenimi yıllardır hissedildi.. Gün geldi Talat ile Hristofyas, Cumhurbaşkanları olarak görüşme masasında buluştu. Bir anlamda “korkulan” oldu. Uzlaşılan konular bile birlikte açıklanamadı.

                                                        ***

CTP’nin Kuzey’deki yükselişi AKEL – CTP ilişkilerini gerdi.

Talat’ın Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde aktif sorumluluk alması ve Rum tarafı ile yüz yüze gelmesi ilişkilerdeki olumsuzlukların su yüzüne çıkmasını hızlandırdı.

KKTC Cumhurbaşkanı ve Kıbrıs Türk Toplum Lideri olarak Talat’ın doğal olanı yapıp Türk tarafının çıkarlarını savunması Rum tarafında “Talat, yeni Denktaş’tır!” savının ileri götürülmesine zemin yarattığını unutmadık.

AKEL’in, Rum sağından başlayan bu yakıştırmalara karşı Talat’ı ve CTP’yi savunmadığı da siyasi anılarda yerini koruyor.

O yıllarda iki parti arasında kamuoyuna açıklanan ve açıklanmayan çeşitli görüşmeler yapıldı. Yapılmasına yapıldı ama o zamanki görüşmeler buzları eritemedi.

AKEL ile CTP arasında buzlar bir süredir, erimeye yüz tutmuş hatta erimiş gibi. Çünkü iki parti de muhalefette. AKEL ile görüşmeler yapılsa da, CTP Kıbrıs konusunda siyaset üretirken, AKEL’i memnun etme gailesi taşımıyor.

*        *        *

AKEL’in yayın organı Haravgi’de 4 Haziran 2005 Cumartesi günü yayınlanan “Olumsuz mesajlar”, başlıklı yorumda bakınız neler yazılmıştı:

“ … Hiç kuşku yok ki artık Talat,  Ankara’nın hedefleri ile aynı çizgidedir ve ne yazık ki CTP’nin sabit tezlerini terk etmiştir. Sürekli olarak sözde ambargonun ve Kıbrıslı Türklerin izolasyonunun’ kaldırılması konusunun ardında siper alıyor. Oysa  Kıbrıslı Türklerin izolasyonunun tek suçlusunun,  Türkiye’den başkası olmadığını çok iyi biliyor. Ne yazık ki Kıbrıslı Türk lider, ‘seçilmeden’ önce yaptığı açıklamada, hedefinin Kıbrıs sorununu çözmek  olduğunu söyleyerek, Rauf Denktaş’ı uzlaşmazlıkla suçlarken, şimdi  işgalci Türkiye’nin ritminde kendisi dans ediyor.
CTP liderinin ve Talat’ın,  temsil ettikleri son derece olumsuz tezlerle, en nihayet iki toplumu uzlaşmaya varılmış bir çözüme götürecek yeni bir diyalogun başlamasına ilişkin şartları yaratan her çabayı, sabote ettiklerini anlamalarını diliyoruz.
Kıbrıslı Türklerin izolasyonu, Türkiye siyasi irade sergilediği ve uluslararası hukuka ve BM kararlarına uyum sağladığı zaman sona erecektir. Annan Planı masadadır ve Kıbrıs Rum tarafı BM temsilcilerine endişe bölgelerini ayrıntılı bir şekilde iletmiştir. Plan olduğu şekliyle kabul edilemez ve artık herkes bunu anlamıştır. Şimdi top, Türkiye’dedir. Türkiye, Annan Planı ile neredeyse istediği her şeyi aldı ve kendisine hakkı olmayan imtiyazlar verildi. CTP liderliğinin, Türkiye’nin Kıbrıs’ta ne istediğinden çok, tüm Kıbrıslıların ne istedikleriyle ilgilenmesinin zamanı gelmiştir.”

***

CTP, önümüzdeki seçimlerde yeniden etkin konumlara gelirse ne olur? Çok büyük olasılıkla 20 sene önce yaşananlar yine yaşanır. AKEL, Rum seçmeni karşısına alarak politika yapamadığı gibi CTP’de Kuzeydeki seçmeni karşısına alarak politika yapamaz. CTP, çözüm için daha istekli davranabilir ama Kıbrıs Türkü’nün çıkarlarına zarar verici olamaz.

CTP-AKEL ilişkileri, Kıbrıs’ta önemlidir…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin
Bize Katılın