Tufan Erhürman: Hem Kıbrıslı Türklerin Hem Türkiye’nin Çıkarları İçin Diyalog Şarttır
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve 2025 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını açıklayan Tufan Erhürman, Kıbrıs Postası’na verdiği röportajda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Erhürman, “Hem Kıbrıslı Türklerin hem Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarları için diyalog şarttır” diyerek, çözüm sürecinin en önemli eksikliğinin yapıcı ve samimi bir diyalog ortamı olduğunu vurguladı.
❝En Kötü Ortam Diyalogsuzluktur❞
Cenevre ve New York’ta gerçekleştirilen zirvelere dair beklentilerinin düşük olduğunu ifade eden Erhürman, bu süreçlerin Kıbrıs meselesinde somut bir adım atamadığını söyledi.
“Bu toplantılarla bir köprü kurulmaya çalışıldı ancak iki liderin kurduğu diyaloğun Kıbrıs meselesi açısından en ufak bir değeri olmadığını görüyoruz” diyen Erhürman, diyaloğun tamamen kopmasının en tehlikeli senaryo olduğuna dikkat çekti.
Erhürman ayrıca, “New York’a gidilecekse önce liderler kendi aralarında ödevini yapmalı. Kapı açma gibi basit adımlar bile gerçekleşmedi. Bu da beklentilerin ne kadar altında kalındığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
❝Cumhurbaşkanlığı Makamı Bütünlüğü Temsil Etmelidir❞
Cumhurbaşkanlığı makamının toplumun birliğini temsil eden bir kurum olduğunu dile getiren Erhürman, mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın beş yıllık sürece rağmen bu sorumluluğu yerine getiremediğini ifade etti.
“20 Temmuz törenlerinde yapılan açıklamalar seçim konuşmasına dönüştü. Bu, Cumhurbaşkanlığı makamının itibarına zarar verir. Ben bu çıkışlara cevap vermemeyi makamın itibarı açısından daha doğru buldum” dedi.
Erhürman, çözümsüzlük politikalarının Kıbrıs Türk halkına mülkiyet başta olmak üzere birçok konuda zemin kaybettirdiğini, sahada ciddi bir değişim arzusunun hissedildiğini de sözlerine ekledi.
❝Türkiye ile Doğrudan Diyalog İhtiyacı İçindeyim❞
Tufan Erhürman, Türkiye ile ilişkiler konusunda da net konuştu:
“Türkiye Cumhuriyeti ile diyalog kurma ihtiyacı hissettiğim bazı kritik konular var. ‘İki eşit kurucu devlet’ ifadesi Annan Planı’nda da vardı. Ancak bugün kullanılan ‘iki devlet’ söylemiyle aynı anlama mı geliyor, yoksa başka bir yapı mı öngörülüyor? Bunu açıkça konuşmak gerek” dedi.
Enerji, deniz yetki alanları, hidrokarbon kaynakları ve bölgesel güvenlik gibi başlıkların yalnızca Güney Kıbrıs’ın kontrolüne bırakılmasının doğru olmadığını vurgulayan Erhürman:
“Bu kaynakların Türkiye üzerinden dünyaya ulaşması, hem Türkiye’nin hem Kıbrıs Türk halkının yararınadır” ifadelerini kullandı.
Şu anda Ana Muhalefet Partisi lideri olarak bu başlıkları doğrudan konuşma imkânı bulunmadığını ifade eden Erhürman, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde bu konuları doğrudan ve samimiyetle ele alacağını söyledi.
Son Söz: Diyalog, Geleceğin Anahtarıdır
Tufan Erhürman’ın ifadeleri, sadece seçim kampanyasının değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının geleceği için önerdiği siyasi vizyonun da çerçevesini çiziyor. Diyalog ve istişareye dayalı, çözüm odaklı bir yaklaşım, önümüzdeki dönemde Kıbrıs sorununda belirleyici rol oynayacak gibi görünüyor.





