Kooperatif Çalışanları Sendikası (Koop-Sen) Başkanı Mehmetali Güröz, işten durdurma kararını asla kabul etmeyeceklerini yineleyerek, Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’ndeki süresiz grevin devam ettiğini açıkladı.
Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd. iştiraklerinde çalışanlar, temmuz ayı maaşlarının ödenmemesi gerekçesiyle başlattıkları grevi üçüncü gününde sürdürüyor. Sendika yetkilileri ve çalışanlar, Kooperatif Merkez Bankası Genel Müdürlüğü önündeki eylemlerinin ardından, dün de Başbakanlık önünde protestolarına devam etti.
“İmzalanmayan Protokol, Verilen Sözler”
Başbakanlık önünde konuşan Güröz, temmuz maaşlarının ödendiğini ancak maaş, sosyal hak ve menfaatlere ilişkin protokolün imzalanmadığını söyledi. “Üzerinde anlaştığımız her noktanın imza altına alınmasını istiyoruz. Eylemimiz, arkadaşlarımızı işten durdurma kararından vazgeçene kadar sürecek” dedi.
Güröz, yönetim kurullarının emeklilik hakkı kazanan 44 çalışanın işten çıkarılması yönünde karar aldığını, bunun ise Koop-Sen’in savunduğu iş güvencesi ilkesine aykırı olduğunu vurguladı. Personel Tüzüğü’ndeki iş güvencesi maddesini hatırlatan Güröz, “Hangi personel olursa olsun hiçbir suretle işinden çıkarılamaz” ifadelerini kullandı.
“Ayrımcılığa Gidildi”
Güröz, işten durdurulmak istenen 44 kişi arasında ayrımcılık yapıldığını ve 7 kişinin bu karardan muaf tutulduğunu söyledi. Koop-Süt ve Zirai Levazım çalışanlarının süresi dolan toplu iş sözleşmesinin yenilenmemesi durumunda bile mevcut haklarının yasa gereği devam ettiğini hatırlatarak, sözleşmenin iyileştirilmesini talep etti.
Yönetimin iştiraklerin profesyonel müdürler tarafından yönetileceğini dillendirdiğini belirten Güröz, dıştan atama yapılmasına karşı olduklarını ifade etti ve yönetim kurulunu istifaya çağırdı.
“Aramızda Feda Edilecek Bir Tek Kişi Yok”
Koop-Sen Genel Sekreteri Rifat Tuğsal ise, “Aramızda feda edilecek bir tek kişi yoktur” dedi. Yönetimin iki yıl istihdam yapmama sözü verdiğini ancak bu sözün protokole bağlanmasını istediklerini belirten Tuğsal, yazılı güvence olmadan yönetimle aralarında güven oluşamayacağını söyledi.





