Son kalemiz desek yeridir.
Karpaz’dan bahsediyorum, daha doğrusu bahsedeceğiz.
İç turizm diyebileceğimiz ülke içi gezmelerimizin vazgeçilmezi olan Karpaz SOS veriyor.
Bu imdat çağrısı sadece çevresel olarak algılanmasın.
Karpaz sosyo- ekonomik anlamda da imdat çığlığı atıyor.
Bölge insanı bunca yıldır inatla üretiyor. Ne yaparsak yapalım onları üretimden bir türlü kopartamadık. Bu onların üretime yatkın yapılarının yanı sıra, çaresizliklerinin de etkisiyle devam eden bir durum idi.
Artık değil.
Çünkü Karpaz göç ediyor.
Evet, o güzelim bölgeyi terk etmek zorunda kalıyorlar.
Özellikle de gençler.
Çünkü yapacak işleri yok.
Karpaz öyle bir bölgedir ki kamuda çalışmak gibi bir seçeneğiniz yok. Çünkü bölgede kamu yok.
Eğer herhangi bir kamu dairesinde iş bulmayı başarmışsanız çaresiz göç etmelisiniz.
En yakın devlet dairesinin kilometrelerce ve saatlerce uzakta olduğunu göz önüne aldığınızda durumu daha iyi anlarsınız.
Hal böyle olunca da gençler ya kaderlerine razı olup bölgede kalacaklar ve üretmek için her türlü imkansızlıkla savaşacaklar, ya da kamuda iş bulup göç edecekler.
Kırk katır mı yoksa kırk satır mı…
Oysa yapılacak basit düzenlemeler ile bölge gençliğine hayatta kalma ve insan gibi yaşama imkanları sağlanabilir.
Çok bir şey yapmanıza da gerek yok, yeter ki onlara üretme için bir şans verin bir fırsat yaratın.
Gerisini onlar halledeceklerdir.
Denemesi bedava.
Dün çıkan bir haberdi, “Dipkarpaz köyü muhtarları, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’a çağrı yaparak, bölge halkının, sahil kesimindeki arazileri tarımsal üretim amacıyla kullanmak istediğini belirtti” şeklinde.
Çok güzel olur.
Açıklamada, sahil şeridindeki arazilerin bölge dışından kişiler tarafından turizm amaçlı kiralanarak, konteyner yerleştirildiği ve etrafının çevrelendiği ifade edilirken, bu durumun, köylülerin üretim yapmasını engellediği ve gençleri tarımsal faaliyetlerden uzaklaştırdığı vurgulandı.
Çağrı çok basit ve uygulanması da çok kolay:
“Bizler, Dipkarpaz köyü muhtarları olarak bu arazilerin; tarımsal üretim amacıyla, Dipkarpazlı çiftçilerimize ve özellikle gençlerimize kiralanmasını talep ediyoruz”
Hadi bu çağrıya kulak verelim.
Yoksa bu gidişle ne gidecek bir Karpaz kalacak ne de oturup kahvesini içip sohbet edebileceğimiz bir Karpazlı…
Karpaz SOS veriyor, Bu Sesi Duymalıyız…





