Kıbrıs Türk toplumuna yönelik 2025 AB Yardım Programı’nı kabul eden Avrupa Komisyonu bu çerçevede 33,7 milyon euroluk desteği onayladı.
İlk bakışta son derece olumlu ve güzel bir haber.
Avrupa Birliği’nin ülkemize maddi destekte bulunmasına üzülecek değiliz…
Ama işin iç yüzü öyle değil.
Şöyle ki, yapılacak yardımın amacı Kıbrıs Türk toplumunun sosyoekonomik gelişimini desteklemek ve Kıbrıs’ın yeniden birleşme sürecini kolaylaştırmak.
Yani özetle, sosyoekonomik gelişimimizi tamamlayınca her şey yoluna girecek.
Esas konu bu değil ama bunun üzerine de iki kelam edelim.
Kıbrıs Türkü’nün sosyoekonomik durumu neden geride..?
Tabii ki ambargo ve izolasyonlar nedeniyle.
Yani eğer Kıbrıs Türkü’nün sosyoekonomik durumunun gelişmesi Kıbrıs’ta birleşmeyi kolaylaştıracaksa bunun çok daha basit ve etkili, Avrupa Birliği açısından da masrafsız bir yolu var.
O da ambargo ve izolasyonları kaldırmak.
Bugünkü durumu yaratan yıllardır devam eden ambargo ve izolasyonlar değil mi..?
Madem ki gelişme istiyorsun o zaman kaldır ambargoları sonlandır izolasyonları gerisine karışma. Gerisini biz kendimiz hallederiz.
Ama zaten ambargo ve izolasyonların da amacı bu değil mi..!
Kıbrıs Türkü’nün sosyal ve ekonomik açıdan geride bırakmak ve bir bağımlılık yaratmak.
Önce bağımlılık sonrasında da kurtarıcı…
Enteresan işler..
Avrupa Birliği öncelikle Kıbrıs Türklerine bir açıklama yapmalıdır.
Kıbrıs Türk Halkı Avrupalı mıdır yoksa değil midir diye.
Üye yaptığı bir ülkenin vatandaşlık verdiği bu insanların AB içerisindeki konumu nedir açıklamasını yapmalıdır.
Ardından özür dilemelidir.
“biz sizi kandırdık” açıklaması ve sonrasında bir özür.
Annan Planı referandumunda yaşananlar için hepimizden özür dilemeleri lazımdır.
Ama bunun yerine hiç bir ülkenin gelişime katkısı olmayacak miktarda cüzi bir rakamla gelişimi sağlamaktan bahsedebiliyorlar.
Bilmiyorum buna inanan, bunu söyleyerek kandırabildikleri var mı..?
Parayla Saadet Olmaz…





