Salı günü öğle saatlerinde İstanbul’a gidip, Perşembe’nin ilk saatlerinde Kıbrıs’a döndüm.
Bir seri temas ve görüşmelerim oldu.
Somut konu başlıklarının devamında görüşler ortaya konulurken, gerekçeleri doğru, farklı görüşler de dinledim.
***
Farklı bakış açılarına saygıyı öğretmek için grup çalışmalarında, katılımcıları halk oluşturduktan sonra bir sepetten ortaya farklı ürünler dökülür. Günlük hayatınızda kullandığınız her ürün olabilir.
Yönetici, katılımcılara ne gördüklerini sorar.
Herkes merkeze baksa da kendi bakış açısı ekseninde en yakın olanı görür ve söyler. Demek ki farklı objelerin olduğu bir merkezde herkes en yakınındakini ya da en çok dikkatini çekeni görür.
Hiç kuşkusuz, objelerle, düşünsel konu başlıklarını aynı göremezsiniz.
Ancak İstanbul’daki görüş paylaşım ortamlarında gördüm ki, konu başlığı tek olsa da, bağlantılı yaklaşımlar çok farklı görüşler ortaya konulması mümkün. Hem de çok doğal olarak mümkün.
***
Konu YURT DIŞINDAKİLERİN OY KULLANMASI…
Avustralya’dan, Londra’ya, oradan ABD’ye kadar her yurt dışı seyahatte Kıbrıslı Türkleri mutlaka buldum, oturdum, konuştum.
Daha çok soru sorup, yanıt olarak söylediklerini dinledim.
Her defasında yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin sadece seçme değil, KKTC Meclisinde, özel statülü de olsa temsiliyetini savundum.
Hala savunuyor muyum?
Savunma konumumu terk etmedim.
Neden sıralamamda seçimler ilk sırada değil.
Önce seçme ve belki devamında seçilme hakkı bahane olur ve kaydolmayla dünyanın değişik köşelerindeki Kıbrıslı Türk kardeşlerimizle ilgili detaylı sayısal bilgi sahibi oluruz.
Seçme hakkı bir anlamda KKTC’ye, ülkemize ilgilerini artırıp, sahiplenme duygularına katkı koyabilir.
***
Gelelim farklı görüşlere…
‘Yurt dışında ve farklı konforla yaşayan yurttaşların, ülke kaderinde söz hakkı elde etmesi, sorgulanırdır.’
Yurt dışında yaşayanların kendi ülkelerinde oy istikametlerinin netleşmesinde, orijinal ülkelerinin koşulları, sıkıntıları ve beklentilerinden çok yurt dışında yaşadıkları ülkelerde yabancı politikaları, dıştan bakış etkileşimleri etkili oluyor.
Türkiye’den özellikle sosyal medyaya yansıyan sokak röportajlarında, yaklaşım farklılıklarının net olduğu da örneklerle anlatılıyor.
Türkiye’deki uygulamada, yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı her seçmen, milletvekili genel seçimi, Cumhurbaşkanı seçimi ve halkoylamasında, yurt dışı temsilciliklerde ve gümrük kapılarında kurulacak sandıklarda oy verme hakkına sahiptir.
***
19 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçimi için sayılı günler kaldı.
Sonrasında yurt dışında yaşayan KKTC Vatandaşlarının oy kullanma ya da seçme–seçilme hakkı masaya yatırılmalı.
Son söz yasama organında Cumhuriyet Meclisinde söylenecek olsa da önce üniversitelerimizin bilimsel desteğiyle alternatif yaklaşımlar dosyalanmalı.
Şu ana kadar bu konu her gündeme geldiğinde siyasiler genelde popülist yaklaşımlarla görüş ortaya koyuyor.
İlginçtir… Yurt dışına son 30-40 yılda gidenlerle, 1974 öncesi gidenlerin KKTC’ye siyasi bakış açılarında farklılıklar var.
1974 öncesi Kuzey Kıbrıs’ta kötü yönetimin etkisiyle yurt dışına gidenlerin, KKTC’deki siyasi iktidarlara muhalif duruşuna karşılık, daha eskilerde gidenlerin daha milliyetçi bir yaklaşımı dikkat çekiyor.
Şimdilik bu kadar… Birlikte düşünelim…





