İki sene evvel, Eylül 2023’te, SAHTE REÇETE VURGUNU başlığıyla haber sunumlu bir balon uçurulmuştu.
Toplumun güven duyduğu ve duyduğu güvenin erozyona uğramaması gereken iki meslek, DOKTORLAR VE ECZACILAR hedef tahtası konulmuştu.
Bırakın ilk günü, ilk andan “BU SORUŞTURMANIN İÇİ BOŞ, ARKASI GELMEZ” dedim.
Kimse kusura bakmasın, herkes, kokuşmuş yapıdan nemalananlar halkasına doktor ve eczacıları eklemeye çalışırken, bu satırların yazarı olarak, mesleki deneyimim, adalet anlayışım ve insan haklarına saygımla, neredeyse tek başıma popülist yaklaşanların karşı tarafında oldum.
Tabipler ve Eczacı Birlikleri’nin bile ne yapacaklarını bilmedikleri günleri hiç unutmadım.
Muhalefeti de uyarıp, “Bu operasyon, doğru dürüst bir zeminden yoksundur. Dikkatli olan suçsuz yere tutuklanan bu doktorları, eczacıları yalnız bırakmayın.” dedim.
***
Sosyal Sigortalar’da ilaç ödemelerinde bir uygulama boşluğundan yola çıkıp, hastaya kolaylık olsun diye reçete yazandan, her eczacının uyguladığı şekilde ilaç verme biçiminden, piyango kime çıktıysa tutuklayıp, mahkemeye çıkardılar.
Yargıç da, her önüne gelene üç gün tutukluluk verdi.
Polisin işgüzarlığı ise bir başka rezaletti.
Masum olduğuna yürekten inandığım insanlar, mahkemeye kelepçeli getirirken, görüntü alınması için de basına haber verildi. Hatta, görüntü alınmasını kolaylaştırmak için, yavaş yürütmeyi tercih ettiler.
***
Peki, tüm bu rezillikler olur, Kıbrıs Türk halkının en itibarlı, siyasetin bile yıpratamadığı isimlerden Dr. Sibel Sibel, doksanına merdiven dayayan Dr. Zihni Uzman, eski Sağlık Bakanlarından dürüstlük timsali Eczacı Ergin Abdullah İlktaç kelepçeli mahkemeye çıkarılırken KKTC devletin zirvesinde olanlar ne yapıyor, ne diyordu?
Elbette isimlerin verdiğim üç insanımız kadar suç kılıfı takılarak tutuklanıp mahkemeye çıkarılan eczacı ve doktorlara da dayanışmamı belirtirim.
***
Bir kez daha belirteyim, tutuklanan ve teminat koşulları devam eden doktor ve eczacıların başına gelen öteki meslektaşlarının da başına gelebilirdi.
Polis bir eczanenin reçetesini alıp, reçetedeki hastaya, “Sen bu ilaçları aldın mı?” sorusunu sorsa ve bir tanesini aldığından emin olmadığını ya da almadığını söylese o eczacı “hapı yuttuydu”...
Bu nedenle, özellikle 2023 Eylül’ün de kapılarından içeri girilmeyen yeni nesil, ya da siyasi yakınlığı olan eczacılar kendilerini zem zem suyu ile yıkanmış saymasın.
Üstüne üstlük, mağdur olanlara, meslek dayanışmasından uzak da yaklaşılmasın.
Sözümü iyi niyetli uyarı amaçlı söylediğimi herkes bilir. Eczacılar Birliği’nin SARI olarak algılanmaması için Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği Yönetim Kurulu özen gösterirse, yararlı olur…
***
Geciken adalet, adalet değildir.
Bu noktadan sonra yapılacak olanlar bellidir.
Peki ne yapılacak?
Bir… Eylül 2023’te KKTC devletinin en tepesinden, en aşağıya kadar sorumlu makamda bulunanlar mağdur olan doktorlar ve eczacılardan lafı dolandırmadan ÖZÜR DİLEYECEK.
İki… Siyasetçileri hiç karıştırmadan, Yüksek Mahkeme ve Başsavcılık bir araya gelerek, iki senedir, mağdur insanlarda rahatsızlık, huzursuzluk yaratan süreci noktalamanın hukuki yolunu bulacak.
Polis ve başsavcılık kendine güveniyorsa, popüler isimlerden birinin dosyasını ileri götürsün de görelim…
Hiç unutulmasın… YANLIŞTAN DÖNMEK, İNSANİ ANLAMDA BÜYÜKLÜKTÜR.





