Bugün çok özel bir gün, bugün çok güzel bir gün.
Bugün, sadece 102 yıl önce kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin yıldönümü değil.
Bugün egemenliğin ne demek olduğunu anlamış bir milletin yeniden var oluş günüdür.
İşte bu günde kutlama mesajlarına değil, “Cumhuriyet”in ne demek olduğunu anlamaya ihtiyacımız var.
Bitti denilen bir ulusun yeniden var olurken sarıldığı yegane güç egemenliği olmuştur.
Bu nedenle de cumhuriyet derken içerisinde barındırdığı en temel ögenin egemenlik olduğunu bilmeliyiz.
Bunu bilmek için de tarihe dönüp bakmak, nelerin olduğunu öğrenirken bu olanların sorumlularının da kimler olduğunu öğrenmeliyiz.
Öğrenmeliyiz ve anlamalıyız…
Cumhuriyet ne demek anlamalıyız.
Cumhuriyeti sözcük anlamı ile tanımlamak değildir önemli olan.
Cumhuriyeti anlamak, cumhuriyet derken içimizi ısıtan o duygudur.
Cumhuriyeti anlamak, sadece kaç yaşında yaşında olduğunu bilmek demek değildir.
Cumhuriyeti anlamak için onun hep yaşayacağını bilmek demektir.
Ona çok şey borçluyuz diyerek ödeyemeyeceğimiz bir bedeldir cumhuriyet.
İçerisinde şehitlerin canı olan bir bedeldir.
Onbeş yaşındaki yiğitlerin 90 yaşındaki delikanlılarla birlikte uğruna toprakla buluştukları bir bedeldir cumhuriyet.
Cumhuriyet sadece bir yönetim biçimi değildir.
Cumhuriyet Türk ulusunun hak ettiği bir onurlu yaşam biçimidir.
Cumhuriyeti anlamak için bunu da anlamak gerekir.
Cumhuriyet bu ulusun hakkıdır…
Cumhuriyet manda ve himayeyi asla kabul etmeyen bir adamın ulusuna öğrettiği bir dik duruştur.
O adamın ulusunun onuruna güvenerek çıktığı yolda ulaştığı bir zaferdir cumhuriyet.
Bunları anlamak lazımdır cumhuriyetin ne olduğunu anlamak için.
Ve sadece cumhuriyet değil, Türkiye Cumhuriyeti’dir anlamamız gereken…
Yalnızca bir yönetim biçimi değil, bir ülküdür bir devlettir cumhuriyet..
Ve o adamın da dediği gibi “Cumhuriyet fazilettir”…
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, kahraman mehmetçiğin, yaşlısı genci tüm Anadolu insanının yek vücut olarak yazdığı bir destandır cumhuriyet..
Cumhuriyet’i Hala Anlamayan Var mı..?





