Siz hiç sevdiğiniz birisi için herhangi bir fedakarlıkta bulundunuz mu..?
Veya, sevdikleriniz için en son ne yaptınız..?
Somut sorular bunlar…
İnsan elbette sevdikleri için çok şey yapar.
Peki, hiç tanımadığınız birisi için büyük bir fedakarlıkta bulundunuz mu..?
Veya, tanımadığınız birisine hayat verecek olmak sizde nasıl bir duygu yaratır…
İçerisinde bulunduğumuz hafta organ bağışı haftası.
Bu yönde farkındalık yaratmak adına çeşitli etkinlikler yapılıyor, çünkü bu konuda olmamız gereken yerde değiliz.
İşte böylesi bir etkinliğe katıldım.
Uzun yıllar önce Ankara’daki öğrencilik yıllarında tanıştığım, sonrasında BRT’de mesai arkadaşım olan, meslektaşım sevgili Damla’nın hazırladığı ve “66” adını verdiği kısa belgeselin gösterimi yapıldı.
Bundan bir yıl kadar önce annesine böbreğini verdi sevgili Damla…
Daha doğrusu kendi deyimiyle, “senin karnında senin bir parçan olarak meydana gelirken sahip olduğumu organlarımdan olan böbreklerimden birisini sana geri verdim”…
Kendisi olayı böyle anlatmakta…
Ülkemizde gerçekleşen 66’ncı nakil olduğu için de belgesele bu ismi uygun bulmuş.
Yaptığı işi anlatan bir belgesel değil sadece..
Az önce bahsettiğimiz farkındalığın artması yönünde güçlü mesajlar veren bir yapıt olmuş..
Sevgili Damla kendisine yakışan yapmış bir kez daha.
Organ bağışı gerçekten çok önemli bir konu.
Henüz yaşarken yapılabilecekler de var, yaşam sona erdikten sonra yapılabilenler de var..
Önemli olan bu işin öneminin bilincine varıp bağışçı, ya da diğer ismiyle donör olabilmek.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Deren Oygar’ın gecede yaptığı konuşmada anlattığı bir olay o kadar çarpıcı ki…
Ülkemizde işçi olarak bulunan bir kişi ve ne yazık ki geçirdiği iş kazası sonrasında gerçekleşen beyin ölümü durumu.
Organlarının bağışlanması için ailesine ulaşılıyor.
Ve acılı bir baba öyle bir cümle kuruyor ki:
“Ben oğlumun kalbinin yaşamaya devam etmesini istiyorum…”
O kadar çok şey sığıyor ki bu cümleye…
Acılı babanın isteği yerine geliyor ve oğlunun kalbi bir başka bedende yaşamaya devam ediyor…
Bunları yaşamak lazım aslında içimizde bir yerlerde.
Farkına varmalıyız artık hayatın gelip geçici olduğunun..
Sevgili Damla hem kendisi hem de annesi için öyle güzel bir işe imza attı ki.
Sonrasında da bir küçük damla da benim katkım olsun, farkındalık yaratılsın diyerek ortaya güzel de bir belgesel çıkarmış…
Sevgili arkadaşım, çok büyük bir Damla olmuşsun…
Büyük Bir Damla





