Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, yargının 60. yılı dolayısıyla düzenlenen konferansta, KKTC Yüksek Mahkemesi’nin bağımsızlık mücadelesindeki tarihsel rolünü vurguladı. Özerdağ, “Yargımız, hukukun üstünlüğü ve adaletin teminatıdır” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, Yüksek Mahkeme’nin Kıbrıs Türk halkının hukuk alanındaki bağımsızlık mücadelesinde 60 yıldır çok önemli görevler üstlendiğini belirtti.
Özerdağ, Yüksek Mahkeme’nin 60. yılı dolayısıyla düzenlenen “Anayasal İfade Özgürlüğü ile Sosyal Medyanın Kesişimi” konulu konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Yüksek Mahkeme’nin tarihsel süreçte hukukun üstünlüğünü ve adalet bilincini yaşatmak adına önemli adımlar attığını söyledi.
Yüksek Mahkeme’nin, 1965 yılında istinaf komisyonları aracılığıyla faaliyet göstermeye başladığını, 1968’de ise Yüksek Mahkeme adını resmen kazandığını ifade eden Özerdağ, “Necati Münir Ertegün, 1 Mayıs 1968 tarihinde göreve başlayan ilk Yüksek Mahkeme Başkanı olmuştur” dedi.
Özerdağ, 1975 yılında kabul edilen Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasası ile Yüksek Mahkeme’nin anayasal bir yapıya kavuştuğunu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Yüce Divan ve Yüksek İdare Mahkemesi görevlerini üstlenmeye başladığını hatırlattı.
“Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın verdiği yetkilerle bugün de Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan ve Yüksek Seçim Kurulu olarak görev yapmaktadır. Halkın adalete erişimini kolaylaştırmak, yargı bağımsızlığını güçlendirmek ve hukuk devletini korumak en temel misyonumuzdur,” diyen Özerdağ, yargı sisteminin sürekli gelişim içinde olduğunu vurguladı.
Dijitalleşen Yargı Sistemi
Özerdağ, teknolojinin adalet hizmetlerinde etkin kullanımı için son yıllarda önemli adımlar atıldığını belirtti:
“Elektronik dosyalama sistemi, e-imza uygulamaları, dijital arşiv ve çevrim içi duruşma sistemleriyle yargımız çağın gerekliliklerine uyum sağlıyor. Elektronik dosya sistemi üzerinden işlemler yapılabiliyor; bu da yargısal süreçlerin hızlanmasını sağlıyor.”
Yüksek Mahkeme’nin, elektronikleşme sayesinde hem zaman hem kaynak açısından önemli kazanımlar elde ettiğini dile getiren Özerdağ, mahkeme salonlarında dijital dönüşümün hızla ilerlediğini söyledi.
İfade Özgürlüğü ve Sosyal Medya Dengesi
Konuşmasında ifade özgürlüğü ve sosyal medya konularına da değinen Özerdağ, dijital çağda ifade özgürlüğünün boyutunun genişlediğini ancak risklerin de arttığını kaydetti:
“Sosyal medya bireylerin yeni kamusal alanı haline gelmiştir. Ancak bu özgürlük, sorumlulukla birlikte kullanılmalıdır. Nefret söylemi, dezenformasyon ve dijital linç, ifade özgürlüğü kapsamına girmemektedir.”
Özerdağ, sosyal medya ortamında hukuki denetimin karmaşıklaştığını, anonim kullanıcılar ve yurt dışı merkezli platformlar nedeniyle yargı yetkisinin sınırlarının zorlaştığını ifade etti.
“Yargı, dijital çağın gerekliliklerine uygun olarak ifade özgürlüğü ile toplumsal güvenlik arasında denge kurmak zorundadır,” dedi.
Uluslararası Katılım
Konferansa Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan’dan önemli hukukçular da katıldı.
-
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan, ifade özgürlüğü ile haber alma hakkının demokrasinin temel unsurları olduğunu belirterek, “Bu özgürlük şeref ve haysiyetle dengelenmelidir” dedi.
-
Yargıtay 3. Ceza Dairesi Üyesi Ergün Şahin, sosyal medyanın yanlış kullanımının kişisel ve ulusal güvenlik açısından riskler doğurabileceğini söyledi.
-
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanvekili Kenan Yaşar, adaletin zamanında tecelli etmesinin önemine dikkat çekti.
-
Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Yargıcı Ferhad Tutayuk, Azerbaycan-KKTC ilişkilerinin ve Türk dünyası hukuk iş birliğinin güçlenmesinin önemini vurguladı.
“Yargı, Hukukun Üstünlüğünün Teminatıdır”
Konuşmasının sonunda Özerdağ, geçmişten bugüne adalet sistemine katkı koyan tüm yargıç, savcı ve hukukçulara teşekkür ederek şu mesajı verdi:
“KKTC yargısı, 60 yıldır hukukun üstünlüğünü, adaletin erdemini ve toplumsal barışı koruma görevini onurla yerine getirmektedir.”





