Bugüne kadar Ankara’da bu kadar üst seviyede sayısız görüşme olmuştur.
Bu da son derece doğal bir durumdur.
Ama Cumhurbaşkanı Erhürman’ın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapmış olduğu görüşme Kıbrıs konusunda yaratacağı belirleyicilik açısından ayrı not edilmesi gereken bir niteliktedir.
Bir önceki dönemde 5’inci Cumhurbaşkanı Tatar’ın yürüttüğü politikanın ciddi muhalifleri vardı.
Çünkü yeni bir politikaydı ve ezber bozan özellikleri vardı.
Bir anda tüm kesimler tarafından anlaşılması ve kabul görmesi elbette beklenemezdi.
Nitekim öyle de oldu.
Bu muhaliflerin başındaki isim olan o dönemin ana muhalefet lideri, bugünün ise Cumhurbaşkanı olan Tufan Erhürman ısrarla federasyon parametresinden sapılmaması gerektiğini söylüyor, kendi tabanından da ciddi destek görüyordu.
Ancak Erhürman seçim dönemine aynı dozda girmedi.
Biraz daha alt perdeye düştü ve seçimi kazandı.
Bu Erhürman’ın kesinlikle bilinçli yaptığı bir harekettir.
Çünkü Erhürman toplumdaki beklentilerin değiştiğini ve değişimin yarattığı yeni durumu çok iyi okudu.
Okudu ve gerekli düzenlemeleri yaparak halkın karşısına öyle çıktı.
Oldukça geniş bir kesime hitap eden bir politik yapıyı sundu ve seçimi kazandı.
Cumhurbaşkanı Erhürman bu yeni politik yapıyı dün de Ankara’da anlattı.
Yapılan ortak açıklamadan da doğru anlaşıldığını anlıyoruz.
Elbette kolay olmayacak.
Bunca yıl federasyon yolunda devam eden bir siyasetin dümeninin bir anda farklı bir yola döndürülmesi ilk başlarda kolay olmayacaktır.
Cumhurbaşkanı Erhürman da bunun bilincinde.
O bilinçle kendisini anlatması gereken ilk merkezin Ankara olduğu gerçeğini hayata geçirdi.
Şimdi sırada Birleşmiş Milletler var.
Cumhurbaşkanı Erhürman’ın müzakere için ortaya koyduğu dört koşul önemlidir.
Bunun vurgusunu da yaptı.
Ortak basın toplantısında federasyondan bahsetmemiş olması ortama ilişkin bir hassasiyet midir yoksa başka şeylerin ipucu mudur onu bize zaman gösterecek.
Ama şu an bildiğimiz ve emin olduğumuz yegane şey önceden de söylediği gibi hareket ettiği ve Ankara ile istişareye önem verdiğidir.
Buna gerçekten inandığını gördük.
Şimdi sırada BM var.
Erhürman’ın söyleyeceklerini BM yetkilileri ne kadar anlayacak onu da göreceğiz.
Bu aşamadan sonra oluşacak atmosfer Kıbrıs Türk tarafının yeni politikasında belirleyici olacaktır.
Tahmin etmek çok da zor değil ama bu sefer tahminleri bir kenara bırakalım.
Zaman nasıl olsa günü geldiğinde her şeyi bize gösterecek…
