1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Hayat Kusurlarla Yaşama Sanatıdır

Hayat Kusurlarla Yaşama Sanatıdır

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

(Ego’nun Fısıldadığı, Kalbin Duyduğu Hikâye)

Bazen insan, aynanın karşısında sadece yüzünü değil, yıllardır taşıdığı benliklerini de görür.
Bir ben vardır orada…
Bir de onun gölgesi: ego.

O sabah aynaya baktığımda ikisi de karşımdaydı.
Yüzümde yorgunluk değil; hatalarımdan, beklentilerimden, kırıklıklarımdan örülmüş bir ömür duruyordu.
İçimde bir ses, her zamanki gibi kendinden emin bir tonda fısıldadı:

“Hayat kusurlarla yaşama sanatıdır.”

Bu cümleyi yıllardır biliyordum ama bugün ilk kez farklı bir yankı bıraktı. Çünkü o yankının arkasında, hep kendini korumaya çalışan egonun titrek nefesini duydum.
Ego bana hep şunu söyledi:

Kusurlu görünme.
Yanlış yaparsan değerini kaybedersin.
Biri seni eleştirirse sus, içine kapan, yokmuş gibi davran.
Kimseye gerçek kırılganlığını gösterme.

İşte bu yüzden kusursuz olmaya çalıştım.
Bu yüzden hata yapmamaya yeminli bir asker gibi yaşadım.
Oysa fark etmemiştim; beni koruduğunu sandığım ego, içimdeki özgür insanı sessizce esir almıştı.

Aynaya biraz daha yaklaştım.
Kendi gözlerimin içine baktım ve sordum:

Kimden sakındın kusurlarını?
Kimi memnun etmeye çalıştın?
Ve bütün bunları yaparken kendinden ne sakındın?

Cevaplar hafif bir ürpertiyle geldi.
Meğer hayatıma yön veren birçok kararın altında ego vardı.
Onay alma arzusu, görülmeme korkusu, güçlü görünme çabası, reddedilme endişesi…

Ego beni kusursuz olmaya zorlamıştı ama gerçek beni unutturmuştu.

Birden içimde bir farkındalık belirdi:
İnsanın kusurları, aslında ruhundaki inceliklerdir.
Ego o kusurları kapatmaya çalışır,
ruhun ise ışığının tam oradan sızdığını bilir.

O anda şunu anladım:

Ego kusurdan korkar;
ruh, kusurun içindeki hikâyeyi sever.

Hayat bana yıllarca şu oyunu oynattı:
Yanılmamaya çalışırken, en çok kendimden uzaklaştım.
Hatalarımı saklarken, özümü gölgede bıraktım.
Kusurlarımdan utanırken, insani tarafımı susturdum.

Ama bugün…
Bugün aynadaki yüzüme baktığımda farklı bir gerçek gördüm.

Kusurlarım, kaçmam gereken tehlikeler değil;
büyümemin izleriydi.

Ego yıllarca beni dar bir alanda tuttu;
“Güvende kal, sınır dışına çıkma, görünür olma.” diye fısıldadı.
Ama ruhumun sesi daha derinden geldi: “Gerçek sen, kusurlarınla nefes alan sensin.
Bırak korkuların erisin, bırak sen ortaya çık.”

Belki de hayatın bütün öğretisi şuydu:

Ego seni hayatta tutar,
kusurların seni hayata bağlar.

Kusurlarımı kabul ettiğimde, egonun sesi yumuşadı.
Artık o da bir düşman değil; sadece yanlış anlaşılmış bir bekçiydi.
Beni korumaya çalışırken beni sınırlamıştı.

Şimdi ona teşekkür edip yanımdan çekilmesine izin veriyorum.

Ve içimden şu cümle doğuyor,
sanki hayat yüzüme hafifçe dokunup fısıldıyor:

“Kusurların seni eksiltmez, seni gerçek yapar.
Ego’nun değil, kalbinin öğretmeni ol.”

Aynadan uzaklaştım.
Ama kendime biraz daha yaklaştım.
Çünkü artık biliyorum:

En büyük özgürlük,
kusurlarınla barıştığın gün başlar.

Çünkü hayat…
gerçekten de kusurlarla yaşama sanatıdır.
Ve bu sanatın en usta boyası, egonun bıraktığı gölgeleri ışığa dönüştürebilmektir.

Hayat Kusurlarla Yaşama Sanatıdır
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin
Bize Katılın