Cumhurbaşkanı Erhürman, seçildikten sonra ilk görüşmesini gerçekleştirdiği Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’e dört maddelik prensiplerini sundu.
Erhürman seçim öncesinde de bunu yapacağını söylemişti ve yaptı.
Dört maddeden birisi olan “müzakere sürecinin olumsuz sonuçlanması halinde Kıbrıs Türk tarafının statüsünün ne olacağı müzakere öncesinde belirlenmeli ve teminat altına alınmalıdır” prensibi Rum tarafını hareketlendirdi.
Diğer üç maddeye de karşı çıkıldı ama bu maddeye ayrı bir önem verip özen gösterdiler.
Rum Yönetimi’nin farklı isimleri bu maddeye yanıt verdiler, kendi gerekçeleriyle karşı çıktılar.
Bu maddeye çok fazla zaman ayırdılar.
Peki neden..?
Diğer üç maddeyi de reddeden Rum Yönetimi, bu maddeyi neden ayrı tutup ona daha fazla karşı çıktı..?
Hatta o kadar ki, Sözcü Vekili Yannis Andoniu “ortamı zehirleyecek bir yaklaşım” ifadesini kullanarak arkadaşlarına fark attı, tavan yaptı.
Diğer üç madde de önemli. Ama bu madde belirleyicilik açısından çok önemli.
İlk başta, müzakerelerin başarı odaklı olmasına bağlı.
Yani, başarısızlığın sonuçları ve yaratacağı durumlara atıfta bulunarak bugüne kadarki ezberleri bozuyor.
Rum tarafı bu maddeye karşı çıkarken, aslında başarısızlığın sorumlusunun kendileri olacağını da kabul etmekte.
Mesela bu maddeye ilişkin olarak, “başarısızlıktan sorumlu olması halinde” şeklinde bir ifade ekletip, başarısızlıktan Türk tarafının sorumlu olmasının bu maddeyi geçersiz kılacağını ortaya koyabilirlerdi.
Ama yapmadılar.
Çünkü zaten başarısızlık ve bu başarısızlığın sorumlusu en baştan belli.
Bunu kendileri çok iyi biliyorlar.
O nedenle de şiddetle karşı çıkıyorlar.
Türk tarafını ortamı zehirlemekle suçluyorlar.
Birleşmiş Milletler’in bu “zehir” suçlamasına cevap vermesi gerekir.
Bugüne kadarki süreçlerin başarısız olmasının nedenlerinin anımsatılması gerekir.
Özellikle de Annan Planı’nın akamete uğrama nedeni hatırlanmalıdır.
Ama bu konuda BM’den umudumuz yok.
Belli ki Rum tarafı bariz bir suçlama oyunu içerisine girecek ve Cumhurbaşkanı Erhürman’ı sorumlu tutacak ortamlar için çalışacak.
Bu noktada Kıbrıs Türk kamuoyunun takınacağı tutum önemlidir.
Eğer sabırsız davranır ve onlar da bu havaya girerlerse bir yere varamayız.
Sakinlik ve sağduyu gerektiren bir döneme girdik.
Sinirleri sağlam olan taraf kazanacak…
Kıbrıs’ta Ortamı Zehirleyen Taraf Kim..?





