1. Haberler
  2. Kıbrıs
  3. Toplumun çürümeye başladığı yer, dilin bozulduğu yerdir…

Toplumun çürümeye başladığı yer, dilin bozulduğu yerdir…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugün sizlerle paylaşacağım görüşlerim son zamanlarda şekillenmiş değildir.

Özgürlük değer sıralamamda ilk sıralarda yer alır. Hatta anarşizmden de katkı yaparak özgürlük anlayışımı şekillendiririm.

Ancak hiç bir zaman fikir özgürlüğünün içine küfür ve hakareti ve de yalanı koymadım.

***

Toplumların vicdan terazisi bazen şaşar, bazen de acı gerçeği yüzümüze öyle bir çarpar ki, “Biz ne ara bu kadar vahşileştik,  hoyratlaştık?” diye düşünürüz. Hem de çok yoğun olarak.

Son yıllarda özellikle “sosyal medya kahvelerinde”, herkesin elini kolunu sallayarak masaya yumruk vurduğu, klavyesiyle ahkam kesip, meydan okuduğu bir dönem yaşıyoruz.

Kimi, eleştiriyi özgürlük sayıyor; kimi de küfrü, hakareti “benim ifade hakkım” diye paketleyip sunuyor.

Peki soralım kendi kendimize: Küfür ve hakaret özgürlüğü olabilir mi?

***

Özgürlüğü, başkasının sınırına kadar uzanan, ama o sınırı geçmediğinde anlamlı olan bir alan gibi düşünelim.

Herkesin bir saygınlık çemberi var. Kimimizin dar, kimimizin geniş… Ama hepsinin ortak bir yanı var: İçine hoyratça, saygısızca girilmesini kaldırmaz. İşte küfür ve hakaret dediğimiz, tam da o çemberin içine  dozerle, Kıbrıslıca şiro ile dalmaktır.

Bu özgürlük mü?

***

Bir düşünceyi eleştirmek özgürlüktür.

Bir kararın yanlışlığını göstermek özgürlüktür.

İnsana yakışan, akılla ve sözle ürettiği bir karşı görüşü ortaya koymaktır.

Herhangi biri, bir anlamda kapıdan girer girmez sövüyorsan, fikir üretmiyor, sadece saldırıyor. Ünvanı, makamı, yaşı, kimliği ne olursa olsun her insanın onuru vardır. Onura saldırı özgürlüğün tanıdığı bir hak değildir. Nezaketsizliktir, seviyesizliktir, bazı yasa maddelerine göre suçtur, toplamda insan haklarına saldırıdır.

Her türlü olumsuzluk, toplumsal kirlilik, haksızlık, hortumculuk, liyakatsızlık eleştirilebilir, suç varsa teşhir edilebilir… Yeter ki her türlü yayın ve söylem nitelikli olsun.

***

Toplumun çürümeye başladığı yer, dilin bozulduğu yerdir.

Dil bozulursa düşünce de bozulur. Düşünce bozulursa toplumun muhakeme kabiliyeti çöker. Bugün “sosyal medya mahallelerinde “ gördüğümüz kötü örnekler tam da budur…

 Cümle kurmadan hakaret eden; fikri olmadığı için küfre sığınan; kendine güvenmediği için sesini yükseltenler… Sonra da , “Ben ifade özgürlüğümü kullanıyorum” diyerek kendilerini, davranışlarını,  meşrulaştırmaya çalışıyorlar.

***

İfade özgürlüğü, düşünceyi korur; insanı değil, fikri savunur.

Hakaret, düşünce değildir; duygusal boşalmanın kelimelere dökülmüş halidir.

Eleştiri, karşıdaki kişiyi geliştirir; hakaret ise yaralar.

Eleştiri toplumun ufkunu açar; hakaret karartır.

Eğer her şeyi özgürlük diye önümüze koyacak olursak, yarın sokakta birbirine söveni de “özgür vatandaş” diye alkışlamamız gerekir. Arzuladığımız bu mu?

***

Toplum, ortak değerler üzerinde yükselir. Bu değerlerin içinde saygı vardır, nezaket vardır, adab-ı muaşeret ve elbette sevgi  vardır.

Küfür, dilin en alt katmanıdır… Hakaret ise ahlakın ötesinde, insanı insan yapan inceliklere karşı işlenmiş bir suç gibidir.

Yalan, küfür ve hakaret özgürlüğü olamaz. Çünkü özgürlüğün başladığı yer, insanın onurudur; bittiği yer de yine insanın onurudur. Bir toplum, kendi diline sahip çıkmadıkça, vicdanına sahip çıkmadıkça, etik değerlerine sahip çıkmadıkça hakareti fikir diye pazarlayanların insafına terk edilir. Bunun da adı özgürlük değil, yozlaşma, kokuşmadır.

Her türlü kokuşmuşluğun üzerine korkusuzca gidelim, ancak seviyemizi koruyarak.

***

 

Unutmayalım, küfür, sövmek, hakaret özgürlük değil, seviyedir. Ve o seviye düşüncenin değil, terbiyenin  ölçüsüdür.

Toplumun çürümeye başladığı yer, dilin bozulduğu yerdir…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin
Bize Katılın