Van Der Walt, 2 yılı aşkın süredir İsrail’in yoğun saldırıları altında bulunan Gazze Şeridi’ndeki patlayıcı madde ve patlamamış mühimmat kirliliğine ilişkin soruları yanıtladı.
Gazze’de son 2 yıldır yoğun çatışmalar yaşandığını belirten Van Der Walt, “Bu durum, bölgede ciddi bir patlayıcı madde kirliliğine yol açtı. Bu kirlilik insani yardımların ulaştırılmasını olumsuz etkiliyor, Gazze Şeridi’nin toparlanmasını yavaşlatıyor ve yeniden inşa çalışmalarını son derece tehlikeli hale getiriyor. Sonuç olarak Gazze’deki siviller için büyük bir tehdit oluşturuyor.” dedi.
Van Der Walt, patlayıcı madde tehlikesiyle Gazze Şeridi’nin her bölgesinde hemen her gün karşılaştıklarını söyleyerek, “(Hareket halindeki) Aileler patlayıcı maddeye maruz kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor.” diye konuştu.
Dünyadaki çatışmaların çoğunda görüldüğü gibi en fazla çocukların risk altında olduğunu vurgulayan Van Der Walt, çocukların patlamamış mühimmatlara dokunma eğiliminde olduklarını ve ne olduklarını anlamak istediklerini aktardı.
Van Der Walt, Gazze genelindeki patlayıcı madde kirliliğinin tam ölçeğine ilişkin net verilere sahip olmadıklarını, birçok bölgede patlayıcı madde yoğunluğuna işaret edebilecek güçlü bulguların bulunduğunu anlattı.
“Patlayıcılar ve patlamamış mühimmatların her biri, siviller için eşit ve ciddi bir risk oluşturuyor”
UNMAS’ın Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de çalışmalarını sürdürdüğünü anımsatan Van Der Walt, şöyle devam etti:
“O zamandan bu yana yalnızca erişebildiğimiz alanlarda 650’den fazla tehlikeli madde tespit ettik. Bunların büyük çoğunluğu patlamamış mühimmat ve el yapımı patlayıcılardı. Mayın kullanıldığına veya döşendiğine dair herhangi bir kanıtla karşılaşmadık. Ayrıca misket bombalarına ilişkin de hiçbir bulguya rastlamadık. Dolayısıyla sahadaki en büyük tehdidi patlamamış mühimmatlar ile el yapımı patlayıcılar oluşturuyor. Bunların her biri siviller için aynı derecede ciddi risk yaratıyor ve toplumsal müdahalemizi de tehlikeye atıyor.”.
Van Der Walt, Gazze’nin küçük bir coğrafi alana sahip olması ve yoğun nüfusu nedeniyle Suriye ve Lübnan gibi diğer çatışma bölgelerinden daha karmaşık bir yapıya sahip olduğuna dikkati çekerek, “Bu durum, sivillerin patlayıcı mühimmattan kaçınmasını neredeyse imkansız kılıyor. İnsanlar her gün bu mühimmatlarla gerçekten temas ediyor. Küçük kalıntılar bile felaketle sonuçlanabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Ateşkesten bu yana, BM verilerine göre 774 binden fazla yerinden edilmiş insan hareketinin kayda geçtiğine işaret eden Van Der Walt, bu kişilerin çoğunlukla hasar görmüş binalarda barınmak zorunda kalan aileler olduğunu söyledi.
Van Der Walt, “Gazze’deki yapıların yaklaşık yüzde 81’inin hasarlı veya tamamen yıkılmış olduğu değerlendirildi. Bu enkazın içinde, aralarında gizlenmiş olabilecek patlayıcı mühimmat da var.” şeklinde konuştu.
Gazzelilerin evlerine veya evlerinin kalıntılarına dönmesi noktasında nasıl hareket edeceğinin hayati önem taşıdığının altını çizen Van Der Walt, şüpheli bir madde veya hareket eden şüpheli nesnelerle karşılaşmalarının son derece tehlikeli olduğuna dikkati çekti.
“İnsanların karşılaştıkları bu nesnelere dokunmak yerine, her zaman bildirmelerini tavsiye ediyoruz”
Van Der Walt, “Bu nesneler hassastır, her an çalışabilir, patlayabilir. İnsanların can veya mal kaybına yol açacak şekilde yaralanmalarına neden olabilir veya ciddi yaralanmalara neden olabilecek zehirli maddeler salabilirler. İnsanların karşılaştıkları bu nesnelere dokunmak yerine, her zaman bildirmelerini tavsiye ediyoruz. UNMAS’ın çevrim içi bir bildirim sistemi var. Bildirimi aldıktan sonra değerlendirme yapan ve bölgede güvenlik çemberi oluşturan veya herhangi bir tehdit oluşturmuyorsa topluluklara güvence veren uzmanlarımız var. Çünkü patlayıcı mühimmatın sadece fiziksel bir tehdit oluşturmadığını, aynı zamanda insanlar üzerinde psikolojik etkisi olduğunu anlamalıyız.” dedi.
Yaşanan tüm zorluklara rağmen ortaklarıyla birlikte Gazze’deki çalışmalarını sürdürdüklerinin altını çizen Van Der Walt, burada bulunmalarının patlayıcı mühimmat riskini azalttığını belirtti.
Van Der Walt, ortaklarına ve insanlara hayat kurtarıcı bilgiler ulaştırarak tehlikelerin önüne geçtiklerini anlattı.
“Yeniden inşa çalışmalarının her aşamasında patlayıcı tehditler göz önünde bulundurulmalı”
Bu süreçte uluslararası toplumdan hayati bağış fonları aldıklarını ve bu sayede Gazze’deki saldırılar boyunca mayın temizleme faaliyetleri yürüttüklerine değinen Van Der Walt, ateşkesin, operasyonları genişletmek için ilk adım olduğunun altını çizdi.
Van Der Walt, şunları kaydetti:
“Patlayıcı mühimmatın temizlenmesi ise önümüzdeki yıllarda ele almamız gereken uzun vadeli bir zorluk. Bu, aylar içinde çözebileceğimiz bir şey değil. Gazze’deki yapıların yüzde 81’i hasar gördü veya yıkıldı. Kurtarma, yeniden inşa çalışmalarının her aşamasında patlayıcı tehditler göz önünde bulundurulmalı. (İnsani amaçlı patlamamış mühimmat temizliği) Yalnızca bağışçılardan değil, aynı zamanda insani yardım ortakları yetkililer ve halkın kendisinden de sürekli destek gerektiriyor. Nihayetinde, güçlerimizi birleştirerek ve birlikte çalışarak, önümüzdeki dönemde patlayıcı mühimmat tehdidine karşı gerçekten sürdürülebilir bir etki oluşturabileceğiz.”
Kaynak : TRT HABER





