1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Dünya
  4. Cehennem artık tam da yanıbaşımızda!

Cehennem artık tam da yanıbaşımızda!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Artık Suriye diye bir devlet yok!

Sadece Suriye diye bir coğrafya var.

Esad sülalesinin tüm hatalarına rağmen Arap dünyasının tek laik devletiydi Suriye, ama artık ikinci Afganistan olma aşamasını tamamladı.

Trump seçilir seçilmez, temsil ettiği derin devletin temsilcileri Rusya’nın Ortadoğu’daki son kalesini devirmek ve İsrail’in bir sonraki hamlesini meşrulaştırmak için tetiğe bastı.

Artık Suriye denen toprak parçasında BM’nin kabul ettiği, tanıdığı bir devlet ve hükümet yok, çapulcu katillerden oluşan terör çeteleri var!

İşin ilginç tarafı, Suriye ordusunun gerek personel, gerekse donanım açısından kendisinden en az 4-5 kat daha zayıf bir çapulcu sürüsü önünde hiç direniş göstermeden, nerdeyse tek kurşun atmadan dağılması, ortadan tamamen kaybolmasıdır.

Suriye ordusu çapulcuların önünde resmen güneşte eriyen kardan adam gibi eriyerek kayboldu.

Belli ki ordunun üst düzey komutanları ile “düşman” bir fırıldak çevirdiler, bir işbirliği yaptılar ki koskoca tanklar, zırhlılar bile dokunsalar dümdüz edecekleri teröristlerin pikap araçlarının önünden kaça kaça bir hal oldular, terörist çapulculara nerdeyse tek kurşun bile sıkılmadı.

Suriye ordusunun uçakları ve helikopterleri de yerden kalkmadı, deyim yerindeyse, kıllarını bile kıpırdatmadılar.

Sadece Rus helikopterleri ve uçakları belli noktalarda HTŞ denen çapulcu sürüsüne darbe indirdi, hızlarını kesti, ama sonra onlar da aniden durdular, belli ki taraflar arasında karşılıklı olarak “bizimle uğraşmayın, biz de sizinle uğraşmayalım, siz bize dokunmayın, biz de size dokunmayalım” dendi, aralarında bir tür ateşkes yaptılar.

Esad da baktı ki ordusundan bir hayır yok, tası tarağı topladığı gibi Rusya’ya kaçtı.

Şu anda Suriye’nin yönetimi, başına on milyon dolar ödül konmuş, El Kaide ve Işid artığı bir terörist bozuntusunun insafına kalmış durumda!

Golan tepeleri bölgesinde doğduğu için lakabı Kolani ya da Golani olan bu sözde radikal İslamcı terörist bozuntusu on milyon dolar ödülle aranan, Suriye ve Irak’ta El Nusra ve Işid katliamlarında doğrudan rolü olan, eli ve ruhu kanlı bir katil!

Birileri, ki o birileri de Amerika ve Fransa’dır, Suriye’de Rusya’nın fena tokatladığı El Kaide, El Nusra ve Işid artıklarından oluşan bir çapulcu sürüsünü HTŞ adı altında topladılar, başına da bu katili getirdiler ve HTŞ denen fanatik katiller ordusunu kurdular.

Böylece Suriye topraklarının bir kısmında HTŞ, bir kısmında PKK/PYD, bir kısmında da ÖSO denen icat edilmiş terörist çeteleri kurulmuş oldu.

Rusya kuzeyde Ukrayna savaşı  yüzünden sıkışınca, dikkatinin en dağındığı anda Suriye’de tetiğe basıldı, görünüşteki hedef Esad olsa da, aslında hedef Rusya’nın Ortadoğu’daki varlığı idi, HTŞ çapulcularının iteklenmesiyle ikinci cephe açıldı, Rusya’nın Ortadoğu’daki en büyük kalesi düştü, ama üsleri henüz düşmedi!

Rusya’ya güvenip de yan gelip yatan Esad’ın aklı biraz çalışsaydı, Işid’i Rusya’nın yardımıyla yendikten sonra bu çetelere Amerikan desteğiyle canlanacak zamanı vermez, sonuna kadar bunların temizlemeye uğraşırdı, tamamen yok ederdi.

Ancak, hangi akla hizmettir bilinmez, tam köklerini kurutacağı fırsat eline geldiğinde durdu ve çapulcu çetelerine zaman içinde Amerika ve Fransa desteğinde yeniden toparlanma fırsatı verdi.

Türkiye’deki AKP iktidarı da, sanki çok mamur bir iş yapmış gibi, sınırın hemen ötesinde radikal İslamcı çapulcu sürüsünün yıllar boyunca toplanmasına, başta Amerika ve Fransa desteğinde çeteleşmesine göz yumdu, sanki bu eli kanlı katiller sürüsünün PKK/PYD’den bölücülük ve emperyalist uşaklığı anlamında bir farkı varmış gibi…

Bunlar PKK çapulcularından çok daha kötüdürler, PKK 40 senede 40 bin asker ve bunun yarısı kadar da sivil katletti, ama El Kaide, Işid, El Nusra artığı bu çapulcular on sene içinde milyondan fazla insanın katledilmesinde doğrudan sorumludurlar, PKK bile bunların yanında solda sıfır kalır…

Gidişata göre HTŞ teröristleri Suriye’de kendi kafalarına göre bir hükümet kuracaklar ve AKP iktidarı da, görünüşe göre, bunları kendi kontrolünde tutabileceği zannıyla buna göz yumacak ve hayatının üçüncü hatasını yapacak…

AKP’nin birinci hatası PKK’ya açılım saçılım şansı vererek canlanmasını sağlamak ve açılım saçılım saçmalığından sonra en az 20 bin askerin daha katledilmesine yol vermekti.

İkinci hatası, FETÖ denen belayı Türkiye’nin baştan aşağı başına sarmaktı, ki halen pisliği temizlenmiş değil, siyasi ayağı temizlenmedikçe tam olarak temizlenmesi de mümkün değil…

Belli ki AKP tayfası akıl koymamış, şimdi yanıbaşında bir terör devleti kurulmasına çanak tutuyor, alkış tutuyor…

Sanıyor ki Esad gidince, Türkiye’de bir eli yağda bir eli balda, devletin kanını emerek bedavadan yaşayan milyonlarca Suriyeli Suriye’ye dönecek, böylece AKP de gelecek seçimde kendi eliyle yarattığı belayı “bakın işte Suriyelileri de evlerine gönderdik, şimdi Türkiye daha güzel olacak, ekonomi de yoluna girecek, artık merak etmeyin” diyerek unutturacak…

Ama yok öyle bir dünya, Türkiye’nin içi kontrolsüz göç yüzünden öylesine bozuldu ki, öylesine kötüleşti ki, bu kötülüğün AKP iktidarının alicengiz oyunlarıyla düzelmesi mümkün değil, çünkü AKP Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, kalkınması, gelişmesi, yücelmesi için siyaset yapmıyor, sadece kendi iktidarının ömrünü uzatabildiği kadar uzatacak siyasi ayak oyunlarıyla yoluna devam ediyor…

Bu gidişat da Türkiye’ye sadece bela üstüne bela getirdi, AKP’yi de giderek hem yurt içinde hem de yurt dışında daha fazla itibarsızlaştırdı.

Yapılan açıklamalara bakıldığında, AKP-MHP ikilisi Suriye’yi kasıp kavuran, cehenneme çeviren terör örgütlerinden sanki muzaffer mağdurlarmış gibi bahsediyorlar ve özellikle AKP, sanıyor ki bu terör örgütlerini kontrolü altında tutabilecek!!!

Yok öyle bir dünya, daha haftalar önce ÖSO denen çapulcu sürüsünün Türk bayraklarını sınırlarımızda indirip yaktığını, parçaladığını gördük, tek bir kurşun atılıp da leşleri serilmedi…

PKK çapulcuları da askeri üssü basarak Türk bayrağını direkten indirmişlerdi, burunları bile kanamadı!

AKP-MHP ikilisinin iktidarına kadar dokunulamayan Türk bayrağı, canı ciğeri bir kuruş etmez çapulcuların elinde oyuncak oldu, miting meydanlarında yerlerde sürünür oldu, ama her çuvalladığında “aldatıldık” diye bahane uyduran muhterem AKP iktidarı her ne halse, senelerdir Suriye’nin derdine düştü, kendi derdine bakmayı unuttu!

Şimdi ise Suriye’yi ele geçiren terör örgütlerinden medet umuyor, iyi ki Esad devrildi de rejim karşıtları, yani teröristler iktidarı ele geçirdi diyor, sınırımızda bir terör örgütünün devleti ele geçirmesine yeşil ışık yakıyor, belki kontrol edebileceğini sanıyor!

Hiçbir terör örgütü herhangi bir devlet tarafından tam olarak kontrol edilemez, çünkü büyüyen her terör örgütünün içinde kendi kafasına göre hareket eden, başka odaklar tarafından yönlendirilebilen, kontrol edilebilen, kullanılabilen alt kollar ortaya çıkar ve bunlar kendi aralarında da güç kavgasına tutuşur, ortalığı kan gölüne çevirir…

Bunu hem FETÖ’ye, hem de PKK’ya defalarca verilen fırsatlarda gördük, her fırsat verildiğinde Türkiye’yi daha da batağa sapladılar, ortalığı cehenneme çevirdiler.

Esad Rusya ve İran’a güvenip, topraklarını terör örgütlerinden temizlemedi, canlanmalarına fırsat verdi, en sonunda kendisini temizlediler.

Hamas denen çapulcu sürüsüne Filistin’i ele geçirme fırsatı verildi, azdılar, İsrail’e kafa tuttular, bugün ortada ne Gazze kaldı, ne de Filistinliler, ne de Hamas çapulcuları…

Nitekim, terör örgütleri odaklı değişimler bizim coğrafyada defalarca yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor, bedelini de yönetenler değil, sıradan halk ödüyor, bir tek Esad örneği hariç!

AKP’nin MHP’den sorumlu başkan yardımcısı Devlet Bahçeli’nin, hangi akla hizmettir bilinmez (biliyoruz da bilmemezliğe geliyoruz), 40 binden fazla askerin kanı eline bulaşmış olan emperyalist uşağını Meclis’e getirip, konuşturma hamlesi de bir başka gafillik örneğiydi, kafasına giydiğiyle kaldı, bu aymazlığın bedelini masum insanlar canlarıyla ödedi…

Anında PKK içindeki “bağımsız” odaklar tepki olarak harekete geçti, TUSAŞ’a saldırı düzenledi, “Ahı gitmiş vahı kalmış Apoşu adam yerine mi koyuyorsunuz, madem öyle alın size Apoşlu açılım” dediler,ortalığı kan gölüne çevirdiler, boşu boşuna masum insanlar katledildi…

Bu saldırının sorumluluğu elbette saldırıyı düzenleyenlere veya düzenletenlere aittir, ancak göz göre göre gelen bu katliamda en az onlar kadar sorumlu olan; sonucun bu olacağını görmekten aciz, hatta değil devlet yönetiminde söz sahibi olmak, sıradan mahalle bakkalı bile yönetemeyecek düzeyde zekaya ve vizyona sahip olup da tek becerisi palavra ve tehdit savurmaktan ibaret olan şahıslardır…Bu kadar net!

Şimdi filmi tekrar başa saralım, HTŞ denen çapulcu sürüsü Suriye yönetimini ele geçirdi, Ürdün, Irak ve Türkiye de seyretti!

Yani artık bir terör örgütünün devleti var!

Tıpkı Afganistan’ı ele geçiren ve ta Türkiye’ye kadar gelip, çakma alimler toplantısında Türkiye’de şeriat çığırtkanlığı yapan Taliban çapulcuları gibi!

Peki yarın PKK, ÖSO ve diğer irili ufaklı çapulcu örgütleri “HTŞ’ye var da bize yok mu, hani bizim devletimiz, bizim başımız kel mi, biz de devlet isteriz” diye yaygarayı bastığında ve başta Amerika,  Fransa ve İngiltere’nin gaz ve destek vermesiyle eylemlerini artırdığında ne yapacaksınız, ne diyeceksiniz!

Şeriatçı çapulcuların HTŞ’si bizim terör örgütümüz, siz değilsiniz, hade başka kapıya mı diyeceksiniz!

Yıllar yılıdır Türkiye’nin güney sınırları resmen cehennem ateşinde yandı, ama Türkiye’deki AKP iktidarı bu ateşi söndürmede isteksiz davrandı, belki ben de siyasal İslamcı bir oluşum olarak bu ateşten faydalanırım ayaklarına yattı…

Sadece Suriye’nin değil, Türkiye’nin de laik ve demokratik düzenini yıkıp şeriat getirmek isteyen çapulcu sürüleri o ateşlerde esir aldıkları bizim askerlerimizi bile cayır cayır yaktı, dünyaya servis etti, bizimkiler film hilesi, bizim askerler değil dedi…

Bugün aynı zihniyet, hani şu askerlerimizi cayır cayır yakan kudurmuş zihniyet, HTŞ adı altında Suriye’yi ele geçirdi!

HTŞ de İran destekli Hamas, Hizbullah gibi bir katiller çetesi, birbirlerinden çok da bir farkları yok aslında, ama en vahşi, en kana susamış çapulcular HTŞ denen çete içindekiler!

Bu arada, İsrail de tepki olarak kendinden bekleneni yaptı, güney sınırındaki Golan tepeleri bölgesini tamamen işgal etti, üç günde Şam dahil, yüzlerce noktaya hava saldırıları düzenledi, bomba yağdırdı, HTŞ çapulcularına “ben buradayım, başkasına da benzemem, ayağınızı denk alın” mesajı verdi.

Bu vakitten sonra olacak olan nedir, biliyor musunuz!

Günün sonunda HTŞ’nin başındaki kanlı katil bozuntusu da tıpkı Hamas’ın, Hizbullah’ın başındaki terörist bozuntuları gibi İsrail tarafından ortadan kaldırılacak, ama İsrail’e Suriye’yi işgal etme bahanesini verdikten sonra!

Yani, uzun lafın kısası, bakmayın İngiltere ve Almanya’nın İsrail’i eleştiren cıyaklamalarına, ki bunların hepsi danışıklı dövüş, İsrail tıpkı Hamas ve Hizbullah’ı dümdüz ettiği gibi, günün sonunda HTŞ’yi de dümdüz edecek, Suriye’yi de Gazze gibi yakıp yıkacak, Suriye’deki terörist çapulcular dahil olmak üzere, Türkiye’ye doğru yeni bir göç dalgası başlatacak, bu er ya da geç olacak.

Birilerinin İsrail’in bunu yapacak gücü yoktur dediğini duyar gibiyim, cevap olarak da; kafanızı devekuşu gibi kuma sokup, gündüz rüyası görmeyin, İsrail Gazze’yi darmadağın ederken bir tek Arap ülkesi bile kılını kıpırdatmadı, sadece seyretti, üstelik kapılarını da Filistinlilere kapattılar, kimse İsrail’e bulaşmak istemedi, bunun sebebi ise İsrail’in baş edilemez bir düşman olmasıdır, derim…

Hamas çapulcuları İsrail’e karşı bir saldırı başlatıp da İsrail’i ayaklandırdıklarında, İran kabadayılandı, sonra da İran’ın da tamamen fos çıktığı anlaşıldı, İsrail bunları kalplerinde, ta Tahran’ın içinde vurdu da vurdu, sonra da akıl koydular, sesleri solukları kesildi, Hamas’ı da Filistinlileri de kendi başlarına bıraktılar…

Şimdi Hamas ve Hizbullah’ın bölgedeki boşluğunu HTŞ dolduruyor, bir süre sonra o da rolünü tıpkı Hamas gibi oynayacak, İsrail’e bir adım daha atma bahanesini verecek, İsrail de Amerika ile birlikte Suriye’yi baştan aşağı ele geçirecek, Suriye’nin kuzeydoğusu ve Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulacak, Suriye’nin de geriye kalanı İsrail kontrolünde olacak, ta Türkiye’ye kadar.

Irak zaten Amerikan güdümünde, Ürdün desen öyle, Suriye düştü, arada engel kalmadı, 30 bin tane HTŞ çapulcusu İsrail ordusuna karşı hiçbir halt edemez, başlarına Hamas’ın başına gelen gelir, İsrail’in karşısında artık düşman olarak resmi adı Suriye olan bir devlet de yok, dolayısıyla İsrail Suriye’ye kapsamlı bir saldırı düzenlerlerse, bu Suriye isimli bir devlete karşı değil, HTŞ adlı bir terör örgütüne karşı yapılmış sayılacak ve kimse de gık diyemeyecek.

Uzaktan kumandalı terör çeteleri sayesinde artık Suriye tarihinde hiç olmadığı kadar komşu devletlerin “meşru” saldırılara açık hale geldi.

Önümüzdeki yıllarda, hatta daha kısa süre içinde, HTŞ çapulcularının bir tahriği ile İsrail ordusunu bir anda Türkiye sınırında bile bulabiliriz, bu da hiç şaşırtıcı olmaz…

Hatta, şeriatçı geçinen HTŞ teröristlerinin İsrail’e karşı bir tahrik yapmasına bile gerek yok, onların yerine birileri yapıverir, üzerlerine yıkar, sonra da İsrail ve Amerika bunların üzerinden geçer, Suriye’yi işgal eder, Türkiye sınırlarına dayanır, İsrail’in önünden kaçan HTŞ çapulcuları da kapağı Türkiye’ye atar!!!

Ahmağa yatmanın hiç gereği yok, sadece Suriye’de değil, Türkiye’yi de doğrudan ilgilendiren bir coğrafyada “birinci” Işid döneminden sonra ikincisi başlıyor, sadece Işid’in adı değişti, HTŞ oldu…

Şeriatçı geçinen sapık katiller sürüsünün emperyalist uşaklığı adına görevleri henüz bitmedi, Hamas çapulcularının yarattığı kaosun yasal ve geçerli bir nedenle devamı için Işid, El Kaide, El Nusra artığı HTŞ çapulcularının filmin devamını getirmesi gerekiyordu, getirdiler…

Hamas çapulcularının başlattığı felaketin sonuçları apaçık ortada duruyor, İsrail’i tahrik temelli olan bu yöntem de her zaman tutuyor; senaryoya göre şeriatçı katiller İsrail’i tahrik eder, İsrail emperyalist hedeflerini yerine getirecek bahaneyi bulur, karşı saldırıya geçer, hedeflerini ele geçirir, bütün senaryo bu kadar basit işte!

Şimdi Hamas çapulcularının yarattığı bahaneyi HTŞ çapulcuları yaratacak, oyunun, olan bitenin farkında olmayan, her şeye at gözlüğüyle, kokuşmuş bir din bağnazlığıyla bakmaya zorlanan cahil Müslümanlar da arada katledilecek, olan yine ne olduğunu anlamadan bomba yağmuru altında kalan çocuklara olacak…

Bu aşamada, artık Türkiye’nin acilen yapması gereken tek bir şey vardır; bütün Suriye sınırı boyunca en az 50 kilometre derinlikte, tercihen 100 kilometre derinlikte bir güvenlik hattı oluşturmak ve Türkiye’nin güneyinde peydahlanmış tüm terörist çetelerini, ki buna HTŞ, PKK, PYD, ÖSO möso ve diğer ıvır zıvır terörist bozuntusu örgütler de dahildir,  bu hattın dışına, Suriye’nin içlerine sürmek!

Orada ne halt ederlerse etsinler, isterlerse birbirlerini gırtlaklasınlar, birbirlerini parçalasınlar, yeter ki bir tek Türk askerinin bile burnu dahi kanamasın.

Bugün Şam’ı ele geçiren çapulcular bir hükümet kursalar bile, bir terör örgütü tarafından kurulan ve kurucu elebaşının kellesine on milyon dolarlık ödül konulan bu hükümeti kimse tanımayacak…

Diğer taraftan, aman aman çok menem bir yönetimi olmasa da, kendi çapında “light” bir diktatör olsa da, çok kısa süre içinde Afganistan modeline dönüşecek olan Suriye’deki Suriyeliler o beğenmedikleri Esad dönemini çok arayacak, hatta sürüne sürüne arayacaklar.

Esad zamanında Suriye kötü yönetiliyor da olsa, dünyada kabul gören bir devletti, şu anda sadece adı Suriye olan, terör örgütlerinin fink attığı, kendi krallıklarını ilan ettikleri, cehennemin ta kendisi bir coğrafyadan ibaret…

Artık Ortadoğu’da cehennemin kapıları sonuna kadar açıldı, bu cehennem ateşi çoktan kapılarımızdan, sınırlarımızdan içeri girdi ve kafamızı kuma gömüp, asla gerçekleşmeyecek hayaller peşinde koştuğumuz ve gerçeklerle yüzleşmediğimiz için de yanmaya, en hafifinden feci şekilde ısınarak terlemeye devam edeceğiz…

Ha, bu arada, Kıbrıs’ın yeni NATO üyeliği de hem Kıbrıslı Türklere hem de Kıbrıslı Rumlara hayırlı uğurlu olsun!

Arayan belasını da bulur, mevlasını da, ama tam 75 yıldır belamızı aradığımız ve bulduğumuz için kimseyi suçlamayın…

Kendini alemin akıllısı sanan ahmaklar ve ahlaksızlar var oldukça, emperyalistlerin uğraşmasına hiç gerek yoktur, onların yerine işi bitirecek ahmaklar ve ahlaksızlar her zaman vardır, var olmaya da devam edecekler…

Cehennem artık tam da yanıbaşımızda!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Ajans Cyprus ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Bize Katılın