CB Tatar, basın bürosu vasıtasıyla bugün yaptığı açıklamada şöyle demiştir.
“BM Güvenlik Konseyi’nin 2587 (2021) sayılı kararına binaen CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN OLASI BİR UZLAŞI SÜRECİNDE VEYA ŞARTLARINDA GÖZETİLMESİNİ TEMİNEN iki taraflı Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi aracılığıyla yapılan görüşmelerde ortak bir eylem planı üzerinde mutabakata varılmış ve plan, Cumhurbaşkanımız ve Rum lider tarafından onaylanmıştır.
Eylem planı, Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi tarafından yapılan çağrı üzerine çalışmaya katılmakta olan kadın sivil toplum örgütleri ile detaylandırılmaktadır…”
YA BMGK’NİN DİĞER KARARLARI?
Bilindiği gibi BMGK bugüne dek Kıbrıs sorunu konusunda, GIYABIMIZDA, TEK YANLI, RUM TALEPLERİNE DESTEK VEREN birçok karar almıştır.
O nedenle, BMGK’nin bugüne dek, bizi dinlemeden, gıyabımızda ve tek yanlı olarak aldığı hiçbir kararı tanımadık, uygulamadık.
KARARLARIN İÇERİĞİ
Bu kararlar;
1- Tüm yabancı askerlerin adadan çekilmesini,
2- KKTC ilanının yasa dışı olduğunu, geri alınmasını ve tanınmamasını ( 541, 542, 550 sayılı kararlar)
3- Kıbrıs’ta tek meşru yönetimin sözde “KIBRIS CUMHURİYETİ” olduğunu ( 186 sayılı karar) ve bu devletin egemenliği ile toprak bütünlüğüne saygılı olunmasını
4- KKTC toprağı olan Maraş’ın Rumlara iadesini
5- Kıbrıs’ta çözümün İKİ TOPLUMLU, İKİ BÖLGELİ, TEK EGEMENLİĞE, TEK VATANDAŞLIĞA , TEK TEMSİLİYETE DAYALI BİR FEDERASYON OLACAĞINI vb…öngörmüştür.
BUNLARA DA UYACAK MISINIZ?
Şimdi eleştirilerimiz üzerine yukarıda yaptıkları açıklamada BMGK’nin 2587 sayılı kararına sığınarak, yaptıkları yanlışı haklı göstermeye çalışan Sn Tatar ve Özel Temsilcisi Sn Olgun’a sormak istiyorum:
– BMGK’nin yukarıdaki kararlarına da uyacak mısınız, Sırada uyacağınız hangi BM kararı vardır? (BM kararlarını uygulamaya başladığınıza göre, herhalde bir uygulama takvimi yapmış olmanız gerekir)
– BMGK’nin 2587 sayılı kararına uyarak çözüm için İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ‘ni ve Türk-Rum kadın örgütlerini devreye soktuğunuza göre, böylesine önemli bir konuda Meclis, hükümet, Dışişleri Bakanlığı ile niye detaylı olarak görüşüp MUTABAKAT sağlama gereği duymadınız?
– Niye böylesi önemli bir konuda Meclisi, hükümeti ve Dışişleri Bakanlığını dışlayarak kendi aklınıza göre EMRİVAKİ yapıyorsunuz? Sıkıntınız, derdiniz, amacınız nedir?
– Akıncı ile Anastasiadis’in kurduğu İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ‘nin, Kıbrıs sorunu, çözüm, çözüm süreci, çözüm şartlarını oluşturma konuları ile ne ilgisi vardır ki, bu komiteyi devreye sokup bir rol veriyorsunuz?
– Cumhurbaşkanlığı çatısı altında, Cumhurbaşkanına bağlı çalışan ve Türk – Rum iki EŞ BAŞKANI bulunan bu komite ile Rum ve Türk kadın örgütlerinin birlikte yaptıkları ORTAK EYLEM PLANI‘nın içeriği nedir?
– Açıklamada, hazırlanan ORTAK EYLEM PLANI‘nın CB Tatar ve Anastasiadis tarafından da onaylandığını ifade ettiniz. Peki Anastasiadis ile BM temsilcilerinin bildiği ve onayladıkları bir ortak eylem planını, KKTC MECLİSİ, HÜKÜMETİ, KKTC DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI NİYE BİLMİYOR? Onlardan niye gizlediniz? Devlet ciddiyeti ve devlet adamlığı bu mu? Böyle bir EMRİVAKİ yapma hak ve yetkisini nereden buldunuz?
– Bu çalışmaya katılan ve Sn Sibel Tatar’ın başkanlığını yaptığı KADIN PLATFORMU içindeki 44 kadın örgütünün isimleri nedir? Bunlar içinde emperyalist dış güçler tarafından fonlanan federasyoncu kadın örgütlerinin çoğunlukta olmasını nasıl izah edeceksiniz?
CİNSİYET EŞİTLİĞİNDEN NE ANLIYORLAR?
Şu hususu da belirtmek durumundayım.
BM, AB vb yeni dünya düzeni savunucularının CİNSİYET EŞİTLİĞİNDEN anladıkları sadece kadın-erkek eşitliği değildir. Esasen bu konuya kimse karşı çıkmıyor.
Ne ki onların bundan anladıkları, 3. cinsiyet olarak tanımladıkları LGBTİ+ (lezbiyen, gay, biseksüel, transeksüel, intersex vb..) haklarıdır.
Nitekim yakın geçmişte Akıncı’nın eşinin Başkanı olduğu KAYAD adlı dernek, bu anlamda CİNSİYET EŞİTLİĞİ konusunun okullarda ders olarak okutulması için eski Milli Eğitim Bakanı ile bir protokol imzalamış ancak Halktan gelen sert tepkiler sonucu bu protokol iptal edilmişti.
Belli ki şimdi bu konu, boyutu çok daha fazla büyütülerek Kıbrıs sorununun ve sanki böyle bir süreç varmış gibi, sözde “çözüm/müzakere sürecinin” esaslı bir unsuru haline getirilmek istenmektedir.
Mecliste, hükümette, Dışişleri Bakanlığında kabul edilmeyeceğini bildikleri için de bu konu, devletin kurumlarını dışlayarak, onlardan gizleyerek emrivaki ile dayatılmaktadır
Kendi akıllarına göre, BM ve Anastasiadis ile yaptıkları bu anlaşma, aynı zamanda, hiç gereği yokken, düşük profilli yeni bir müzakere sürecinin de ilk adımlarıdır.
İKİ AYRI EŞİT EGEMEN DEVLETE DAYALI BİR ANLAŞMA ve DEVLETTEN DEVLETE İLİŞKİ şartımız kabul edilmeden, halkımıza uygulanan ambargolar ve tecrit kaldırılmadan düşük profilli müzakereler-mutabakatlar yapılması, savunduğumuz milli tezi sırtından vurmaktır.
Hararetle sığındığınız 2587 sayılı BMGK kararı, Anavatan ile birlikte belirlenen İKİ DEVLETLİ ANLAŞMA hedefinin üstünde değildir.
BMGK ve Rum devleti, İKİ DEVLETLİ ANLAŞMA talebimize karşı çıktığına göre, BMGK’nin 2587 sayılı kararına sığınarak Anastasiadis ile mutabakatlar yapmak hangi aklın ürünüdür?
Hangi dış güçler bunu sizlere telkin etmiştir?
Yaptığınız aklın alacağı işler değildir
O nedenle Sn Tatar ve Özel Temsilcisi Sn Ergün Olgun’a bir kez daha soruyorum:
Amacınız nedir, devletimizin kurumlarına emrivaki yaparak nereye varmak istiyorsunuz?
Milli Kıbrıs davamızın, ikinizin tekelinde ve şahsi insiyatifinde olan kişisel bir konu olmadığını ve tek başınıza, kendi aklınıza göre hareket etme hakkınızın bulunmadığını, daha kaç kez anımsatmamız gerekmektedir?