Bu uzun sıfatı hiç sevmesem de, her defasında, Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel, yazmazsam olmuyor. Devamını hep Suat Hoca olarak getiririm.
Uzun yıllardır, Suat Hoca’yla bağlantılı yazarken, ta gerilere gidip başardıklarını listeleyerek yazmam. Bundan sonra da yazmayacağım.
Eğer, atalarımızın bu topraklara geliş tarihini 1571 olarak kabul edersek, o tarihten bu güne, hiçbir Kıbrıslı Türk, birey ya da özel girişimci, Suat Hoca kadar kalıcı eser bırakmamıştır.
***
Suat Hoca ile en az 40 senedir, hiç kesintiye uğramayan arkadaşlığımız, dostluğumuz, GARDAŞLIĞIMIZ vardır.
Sahip olduğumuz ölçülebilir, hesaplanabilir değerler hiçbir zaman iletişimizde değişiklik yaratmamıştır.
40 sene önce bir birimize nasıl seslenirsek, yine aynı sıcaklık ve samimiyetle sesleniriz.
Telefonla karşılıklı aradığımız zaman uzun uzun çaldırmayız. Biliriz ki çok kısa sürede dönüş olacak.
Eğer katılımcı bir anlayışla, görüş alış verişine gereksinim varsa da mutlaka konuştuk, konuşuyoruz.
***
Kıbrıslı Türklerin, yüzlerce yıl, kaldığı etkiler, özgüven erozyonuna neden oldu.
Kollektif, toplumsal iyileşmeyi, şu ana kadar başarabildik ki?
Farklı düşünenler olabilir. Bana göre BAŞARAMADIK. Dahası, toplumsal bütünlükten kopmalar, başarmayı çok daha fazla zorlaştırıyor.
Asla umudumu yitirmesem de gerçeği böyle tanımlıyorum.
Dikomo Tepelerinde Yakın Doğu Üniversitesi hayat bulup, mesafe alınmaya başlayınca, canımın sıkıntısını gidermek için YDÜ içinde bir tur atardım.
Bir ülkenin itibar düzeyi, özel sektörüm, yatırım kalitesi ve başarılarıyla belirlenir.
YDÜ de bir hayır kuruluşu değil. Sürdürülebilirlik için ekonomik akla da gereksinim var. Ancakkkkk, deyip devam edeyim.
Yatırımın bizzat kendi, EĞİTİM, SAĞLIK gibi adeta sosyal sorumluluk projesiyse, ölçülebilir değerler ne kadar gelişir, maddi büyüme ne aşamaya gelirse gelsin, orada maddi zenginlikten öte, bir değerler bütünü var demektir. TIPKI YDÜ, SUAT HOCA, MÜHRÜNE SAHİP, KUZEY KIBRIS GENELİNE YAYILMIŞ ESERLER GİBİ.
***
Dün yine, ülkenin haline canım çok sıkılarak güne başladım.
“Kiminle konuşursam, ruhuma, psikolojime iyi gelir?” sorusunu sordum kendi kendime. Aslında sormadım. Soramadım… Hemen Suat Hoca’ı aradım.
İki defa çaldı. Kapattım.
Üç dakika olmadan sağ olsun Suat Hoca, aradı. Daha hal hatır sorarken, keyfimin iyi olmadığını anladı.
“Hiç güzel canını sıkma” deyip, ekledi: “Ne olursa olsun, Kıbrıslı Türklerin özünde sorunların üstesinden gelecek genetik bir alt yapı vardır. Atalarımız elbette 1571’de Anadolu’dan geldi. Ancak unutmayalım ki Kıbrıs adasında, bu topraklarda, insanlık tarihini derinliklerine uzanan ve bilinen 19 farklı medeniyetten, etkileşim de vardır. Bu müthiş bir zenginliğimizdir. Dünyada çok az toprak parçasında böyle bir yüzlerce, binlerce yıl geriden beslenen böyle bir zenginlik vardır.”
***
Kısaca, 40 senedir Suat Hoca’yla konuşurum. Hiçbir zaman sohbetlerimizde para sözü geçmedi. Suat Hoca’dan para sözü hiç duymadım. Dün de duymadım.
Suat Hoca, anlaşılması zor bir insan mı?
Zor bir insan değildir. Ancak ilk aklınıza gelen kalıplardan birinin içine koyarak anlamaya çalışırsanız anlayamazsınız.
Suat Hoca’yı anlamak için felsefenin en azından özünü bilmeniz gerekir. Suat Hoca, kendine yöneltilen soruları felsefi yaklaşımla alır, yanıtlarını da ona göre verir. Kendine göre verdiği yanıtların tümünün, Suat Hoca’ya özgü felsefi derinliği vardır.
