Gazetelerde eğitimle ilgili, her yıl belli dönemlerde yapılan haberler var.
Kolej sınavlarında, “Çocuklar yarış atı; Çocuklar içeride aileler dışarıda terledi” içerikli başlıklar atılıp haberler yapılır.
Okullar açılırken, kılık kıyafetten, kitap, kırtasiyeye kadar, hazırlık giderleri hazırlanıp mukayeseli tablolarla okura taşınır.
Son yıllarda, okul binalarının durumu öne çıkıyor.
Sendikalar şimdiden, 2025- 2026 öğretim yılı için uyarılarını yapmaya başladı.
***
Her ders yılı başının arifesinde devlete ait okul binalarının kötü durumu gündeme gelir.
Yetkililer, bin bir dereden su getirip, okullardaki kötü durumuna kılıf giydirmeye çalışır.
Hani neredeyse, “Söz, gelecek öğretim yılı başında bu tür tabloları göremeyeceksiniz” diyerek söz bile verirler.
Bir yıl geçer.
Yeni öğretim yılına gelip, dayanılır.
Yine aynı durum.
***
Neden?
Birinci neden, günlük yaşayıp, gelecek için hazırlıklı olmamak.
Bu durum, kaçınılmaz bir yazgı mı?
Elbette değil.
Ne yapılmalı?
Ders yılı, tamamlanırken, okullardan, binaların durumu ile bir rapor istenecek. Ya da bakanlıktan bir ekip okul okul gezip, tamirat bakımından okulları inceleyecek.
Eğer devletin insan kaynağı sorunu varsa. Okullarla ilgili raporu, hizmet alımı ile yaptıracak.
Devamında kaynak yaratılıp, en çok Ağustos ortasına kadar okulların her türlü tamiratı tamamlanacak.
Bunu planlayıp, yapmak çok mu zordur?
Hiç de zor değil.
Yeter ki niyet olsun.
Niyetten öte, planlı programlı çalışma disiplinine sahip olunsun.
***
Eğitim, dünyanın her yerinde stratejik öneme sahiptir. Belki de ilk sırada öneme sahiptir.
“Okullar olmasa, Eğitim Bakanlığını yönetmek ne kadar kolay olurdu?”
KKTC’de Türkiye’de olduğu gibi Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığıdır.
Ancak, kimse alınganlık göstermesin, Eğitimin güncelliği yenilenerek varlığını sürdüren bir politikası yoktur.
Devlet, eğitimde laf ola var olamaz.
Eğer bu gün özel okullarda on binin üzerinde öğrenci varsa, devlet ya da devletin eğitimle ilgili en üst kurumsal yapısı olan Eğitim Bakanlığı durup, ciddi ciddi düşünmelidir.
Özelde, yükselen okul harçları velilerin kaldıramayacağı düzeye geldi. Çocuklar üzülmesin diye aileler zorlanarak, borçlanarak okul harcı ödüyor. Bir önceki yılın borcu ödenmeden bir sonraki öğretim yılının harcı için borçlanma ailelerin yüküne yük katıyor.
Son yıllarda, her öğretim yılında, özel okullardan devlet okullarına geçiş var.
Özel okullardaki öğrenciler, ters göç gibi, devlet okullarına dönüş yapmaya kalksa, devletin kaç yeni okul yapması gerektiğini düşünür müsünüz?
***
Dünyanın her yerinde devletin en hassas olduğu alan eğitimdir.
Eğitim politikası çok önemlidir.
Ciddi anlamda hükümette yer alan partiler, eğer koalisyonsa, eğitimi almak ister.
Bizde ise eğitim bakanlığını almaktan kaçan kaçana.
Çünkü, eğitim politikası yok.
Çünkü, eğitimin sorunlarından korkuluyor.
***
Önümüzdeki öğretim yılına sorunlar geride kalarak başlanacağına inanıyor muyum?
HAYIR.





