Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında 20 Temmuz’da Lefkoşa’da yaptığı konuşmalarda, vicdanlara hitap eden, geçmişten gelece tarihi vurgularla, duygusal ve stratejik net mesajlar verdi.
Uluslararası topluma ve iç kamuoyuna yönelik mesajlarında Erdoğan, Ekim ayında KKTC’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Türkiye’nin tavrını da ortaya koymuş oldu.
Federasyon temelli çözümün artık bir seçenek olmadığını bir kez daha dile getirerek, “Kıbrıs Türkleri’nin kaybedecek 60 yılı daha yok. Biz artık tüketilmiş federasyon modeline dayanan Birleşmiş Milletler parametreleriyle vakit kaybedemeyiz. Kıbrıs Türk tarafının desteğini açıkça çektiği birçok kez denenmiş, başarısız olmuş bir çözüm modelinde ısrarcı olmanın kimseye bir faydası bulunmuyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki devletli çözümü savunan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın arkasında olduklarını söyledi.
Federasyon temelli çözüm tekliflerinin Rum tarafınca defalarca reddedildiğini hatırlatan Erdoğan, uluslararası topluma da, Ada’da gerçeklerle yüzleşin, çözümsüzlüğü değil çözümü seçin, KKTC’yi tanıyın, adaleti tesis edin, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurun, doğrudan uçuş ve ticaretin önünü açın çağrısı yaptı
Erdoğan, tükenmiş federasyon modelinin yerine iki devletli çözümün, beklenti değil, zorunluluk olduğunu altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz 3 Mayıs’, Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nin açılışına katılmak üzere KKTC’ye gelmişti. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıl kutlamalarına katılmak, açılış ve temel atmak için 2.5 ay sonra yeniden KKTC’yi ziyaret etti. Açılışı yapılan, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Köprülü Kavşağı ve Bağlantı Yolları Projesi ile temeli atılan Yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi Kıbrıs Türkü’nün yaşam kalitesini artıracak hayati projelerdir.
Türkiye, geçmişte olduğu gibi şimdi de eğitim, turizm, sağlık, tarım, enerji, su ve sosyal konutlar gibi Kıbrıs Türkü’nün her alandaki ihtiyaçlarını karşılayacak projeleri kararlılıkla hayata geçiriyor. Çünkü, ay yıldızın izinde aynı yoldayız, davamız bir, geleceğimiz bir.
İşte, Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmalarında, “Kıbrıs Türkü ile birlikte barış destanı yazdık. Kıbrıs Türkü’nün yolunu kesmek için hangi kapıyı kapatırlarsa kapatsınlar, biz her zaman yeni yollar bulduk” diyerek, Anavatan Türkiye ile KKTC’nin geçmişte nasıl omuz omuzaysa bugün de aynı azimle, aynı istikamette yürümeye devam ettiğini; gönül gönüle vererek, çok daha önemli projelere, başarılara, çalışmalara, zaferlere yine birlikte imza atacağını söyledi.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın meşru ve zorunlu olduğunu vurgulayan ve geçmişi hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ı, “milletin kaderini omuzlayan liderler” olarak tanımladı, özellikle gençlerin çok da uzak olmayan yakın geçmişi iyi bilmeleri gerektiğini belirtti. Aslında bu, tarihsel bilincin genç kuşaklara aktarılması yönünde önemli bir çağrıydı.
Kıbrıs’taki karanlık dönemin milletin kalbine kazındığını hatırlatarak, tarihin acılarını unutturmamak adına, “Kıbrıs’ın bütün çiçekleri, Makarios’un adaya bulaştırdığı kanın kokusunu silemedi” sözünü dillendiren Erdoğan, “Kıbrıs Türkü kardeşlerimize yapılanları unutmayız. İbret alarak, ders çıkartarak, benzer acıların yaşanmaması için ne yapılması gerekiyorsa onu yaparız” vurgusu yaptı ve “Kuzey Kıbrıs Türkü’nün birliği, beraberliği, huzuru ve refahı için biz buradayız, her zaman da burada olacağız.” dedi.
Konuşmasında, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın “Kim Demiş” şiirini okuyan Erdoğan, “Kim ne derse desin, Allah’ın izniyle Türkiye’nin desteği ile Kıbrıs Türkü kendi öz vatanında özgürce yaşamaya ebediyen devam edecek” sözleriyle, birlikte güçlü gelecek vurgusu yaptı.





