Pazar günü yapılan seçimlerin sonuçları, sandıkların kapandığı 18.00’den 90 dakika sonra belli oldu.
Propaganda döneminde karşılıklı gerilim olmasa da birileri tansiyonu yükseltmeye çalıştı.
Çok şükür tansiyonun yükselmesinden yarar umanların denemeleri bile ileri gidemedi.
***
Seçim sonuçlandıktan sonra Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’la konuşup, tebriklerimi ilettim.
5.Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a Pazar akşamı ulaşmayı bir kaç kez denedim. Olmadı.
Pek çok etken, üzülmesine neden olabilirdi. Bu nedenle ısrarla aramayı sürdürmedim.
***
Dün öğle saatlerinde yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’la bir saate yakın sohbet ettik.
Sandıktan tarihi bir oransal üstünlükle çıkmış bir Cumhurbaşkanının kabına sığmayan bir mutluluk ya da coşku yoktu.
Yüksek bir siyasal ve insani olgunlukla karşılaması etkileyiciydi.
En çok nereden etkilendim bilir misiniz?
Propaganda süresince karşı tarafın tavır ve üslubundan bir tek kelimeyle bile bahsetmedi. Şikayet hiç etmedi.
Siyasal olgunluğu ya da siyaset yaparken ki kalitesi bilinendir. Propaganda döneminde kendi çizgisinden hiç çıkmadı. Karşı tarafın tahrik edici nitelemelerine yanıt vermemesi, seçime yönelik bir tavır sanıldı. Bu Tufan Erhürman’ı tanımayanların yanılgısıydı.
Tufan Erhürman, görüşmemizden az önce Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la telefonda konuşmuştu. Erdoğan, yazılı açıklamayla kutlamasından sonra telefonla da arayarak kutladı.
“ Erhürman, ne yapacak?” sorusunu soranlar şunu bilsin Erhürman, ilkeli duruşunu Cumhurbaşkanlığında da sürdürecek.
Cumhurbaşkanlığındaki yakın çalışma arkadaşlarını liyakat duyarlılığıyla belirleyeceğini net bir şekilde anladım.
Gösterişe prim vermeyecek.
Türkiye ile ilişkilerde, verimli işbirliğinin sonuçlarının çok iyi olacağından kuşkusu yok.
Kıbrıs sorununa çözüm amaçlı müzakere masası dersi, en iyi çalıştığı yer.
Erhürman, halkımızın özlem duyduğu DEVLET ADAMI şahsında somutlaştıracak.
***
Tufan Erhürman’la görüşmemizden ayrıldıktan sonra Pazar günkü seçimin kazanamayanı 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı telefonla aradım.
İlk aramamda telefonu meşguldü.
İkincisinde açtı.
Sesin hüzünlüydü.
“ Sevgili Ersin Kardeşim, beş yıllık Cumhurbaşkanlığı süresince KKTC’ye halkımıza yaptığın katkılar için teşekkür ederim. 30 yılı aşkın süredir arkadaşlığımız, hatta dostluğumuz var. Aktif siyaseti seversiniz. Çok insana nasip olmayan bir şekilde milletvekillik, bakanlık, başbakanlık yaptıktan sonra, Cumhurbaşkanı oldunuz. Her seçilmiş görevin, bir sonraki durağı, seçilmemektir. Bu nedenle Pazar günkü sonuçları saygı ile karşıladığınıza inanıyorum” dedim.
Önce Hasan Bey, sonra Hasan Gardaş diyerek teşekkür etti.
Duygusal olduğu, ses tonundan çok net belliydi.
“Bu sonuca da alışmanın dışında alternatifim yok. Alışacağım ve devam eden hayata ayak uyduracağım” dedi.
İlk fırsatta görüşmek için anlaştık.
***
Seçim döneminde yoğun bir iletişimimiz yoktu.
Kampanya sürecinde neredeyse hiç görüşmemiz olmadı. Bir kaç sitem içerikli mesajını almıştım..
Ersin Tatar, siyasette en üt görevlerde bulunsa da halkın tepkisini çeken, güvensizliğini besleyen alışık siyasetçi grubuna hiç bir zaman girmedi.
Duygularını, görüşlerini anlatırken, frenleri kolay tutmadı genelde.
Bu durumu mizahi yaklaşımcılara malzeme verdi, ama, hırsızlık, yolsuzlukla manşetlerde yer almadı.
Önceki akşam Genç TV’deki yayında da söyledim. Ersin Tatar’ın incitici içeriklere hedef alınması, artık YETER!!!
Cumhurbaşkanı olarak girdiği seçimi kaybetmiş olmasının hazmı kolay değil. Psikolojik, duygusal yorgunluk yaşayan birinin üstüne üstüne gidip, adeta yere düştükten sonra tekmelemeyi insani bulmuyorum.
Sürdürenleri, televizyon programlarımda teşhir edeceğimi şimdiden belirteyim.
Aktif görevdeyken izlediği politik çizgi sorgulanıp, eleştirilebilir elbette.
