Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile Ankara’daki bakanlık resmi konutunda heyetler arası görüşmede bulundu. Çavuşoğlu ile Ertuğruloğlu, görüşmenin ardından açıklama yaptı.
İsviçre’nin Crans-Montana kentinde 28 Haziran’da yapılacak Kıbrıs konferansına hazırlıklı gidilmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Biz her zaman hazırız. Ön şartsız bir şekilde buraya gidilmesi gerektiğini daha önce de açıkladık. Rum tarafının da ortaya koymaya çalıştığı ön şartları kabul etmeyeceğimizi söyledik. Fakat tabi bunu bir nihai konferans olarak görüyoruz.”
Bakan Çavuşoğlu, 12 Ocak’taki konferansta olduğu gibi Türk tarafının, Crans-Montana’ya da kendinden emin, ne istediğini bilen bir şekilde giderek, çıkarlarını savunacağını kaydetti.
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu da Çavuşoğlu’nun Başbakan Binali Yıldırım ile Yunanistan’a yaptığı ziyaret sonrası ve Crans-Montana öncesinde Çavuşoğlu’yla istişare yapmak için geldiğini bildirdi.
Ertuğruloğlu, “Bir hususun altını tekrar çizmek istiyorum, garantiler konusunda anavatanımızın tek taraflı müdahale hakkını içermeyen bir garanti sisteminin, garanti sistemi olmayacağını, bu konuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hükümeti olarak son derece kararlı ve ısrarlı olduğumuzu vurgulamak istiyorum.” dedi.
Türkiye’nin garantisinin Rum tarafına güvensizlik verdiği yönündeki açıklamaları kabul etmediğini vurgulayan Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:
“Türk tarafının, Türkiye’nin hiçbir politikası veya garantörlük hakkı Rum tarafına güvensizlik veren bir konu olmamıştır, olmayacaktır. 1974 Harekatı, Rumların kendilerinin bir darbe girişimi ve Enosis’i gerçekleştirme eğilimi sonrasında oluşmuştur. Dolayısıyla 1974’ü örnek göstererek ‘Türkiye’nin garantörlüğünü bize güvensizlik verir.’ gibi argümanlara prim vermek Türk tarafında kimseye yakışmaz. Toprak konusunda da Cumhurbaşkanımızın, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki ifadeleri bizim için esastır. Diğer 4 başlıkta da Kıbrıs Türk halkının bu adada Rum’un boyunduruğu altına girme riskini taşımayacak, adanın egemen ve siyasi eşitliğine dayalı bir ortaklık dışında hiçbir formülü kabul etmediğimizi, anavatan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının 4 özgürlük hakkının inkar edilmeyeceği kısacası Kıbrıs adasının geçmişte hiçbir zaman olmadığı gibi bundan sonra da hiçbir zaman bir Yunan adası olamayacağını garanti altına alan bir anlaşmadan bahsediyoruz. Bu anlaşmaya birileri varsa biz varız, yoksa herkes yoluna.”