Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Kaleburnu Kral Tepesi’nde kazı çalışmaları sırasında ilk kez bu yıl açığa çıkartılan 6 bin yıllık tarihi eserleri inceledi.
Bakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Dipkarpaz-Kaleburnu-Kuruova köyleri arasında arkeolojik yüzey araştırması yapılan bölgede inceleme sırasında yaptığı konuşmada, Kaleburnu köyünün zengin kültür varlıklarıyla göz kamaştırdığını ve bu köye yapılması planlanan müze ile tüm insanlığın bölgedeki zengin tarihi görmesini sağlayacaklarını söyledi.
“YASAL KORUMA ALTINA ALINACAK”
Doğu Akdeniz Üniversitesi Kültür Mirasını Araştırma Merkez Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman’dan kazı çalışmaları hakkında bilgiler alan Ataoğlu, çalışmalar sonunda arkeolojik araştırmadan elde edilecek verilerle bölgedeki birçok tarihsel alanın yasal olarak koruma altına alınacağını açıkladı.
Her ilçeye bir müze hedefiyle yola koyulduklarını ve bu hedefi adım adım gerçekleştirmeye başladıklarını vurgulayan Ataoğlu, Kaleburnu köyünün zengin kültür varlıklarıyla göz kamaştırdığını ve bu köye yapılması planlanan müze ile tüm insanlığın bölgedeki zengin tarihi görmesini sağlayacaklarını söyledi.
“TARİHİ MİRASIN NE KADAR ZENGİN OLDUĞU KANITLANDI”
Fikri Ataoğlu, Kaleburnu Kral Tepesi’nde ilk kez bu yıl açığa çıkartılan altı bin yıllık arkeolojik yapı ve seramiklere dikkat çekerek, Kuzey Kıbrıs’ın arkeolojik ve tarihsel mirasının ne kadar zengin olduğunun bir kez daha kanıtlandığını ifade etti.
Ataoğlu, Turizm Bakanlığı’nın kültür politikaları ve DAÜ’nün çağdaş bilimsel eğitim düşüncesiyle Kaleburnu köyüne kurulacak müzenin “koruma, yaşatma ve çağdaş müzecilik” konularında örnek çalışmaları ile dikkat çeken, bilim insanlarının ortak çalışmalarıyla gerçekleştirileceğini dile getirdi.
Bakan Ataoğlu, “Bölgede kurulması planlanan müze aracılığıyla okul öncesi eğitimden hayat boyu süren öğrenmeye uzanan süreçte tüm insanların sürekli ziyaret etmekten haz alacağı sürekli farklı eserlerin sergilendiği, yaratıcı sergileme yöntemlerinin uygulanacağı bir müzenin kurulmasını amaçlıyoruz” diye konuştu.
KIZILDUMAN: “ÇALIŞMALAR, 26 KİŞİLİK BİLİM HEYETİYLE YÜRÜTÜLÜYOR”
DAÜ Kültür Mirasını Araştırma Merkez Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman da kazı çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Kaleburnu Kral Tepesi Kurtarma Kazı Projesi’nin Turizm Bakanlığı ile DAÜ arasında imzalanan protokole bağlı olarak DAÜ Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi bünyesinde 26 kişilik bir bilim heyeti tarafından yürütüldüğünü söyleyen Kızılduman, kazı bilim heyetinde Kıbrıslı Türk bilim insanlarının yanı sıra Türkiye, Almanya, İtalya ve Arnavutluk’tan da bilim insanları ve öğrencilerin yer aldığını kaydetti.
Uluslararası alanda da yasal bir statüde yer alan projenin Kuzey Kıbrıs’a uygulanan ambargolara rağmen Avrupalı birçok araştırmacının katkılarıyla uluslararası nitelik taşıdığını ifade eden Kızılduman, bu projeyle ambargoların aşıldığını vurguladı.
“RUM YÖNETİMİ, TEHDİTLERLE ENGELLEME ÇALIŞMASINDA”
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, tüm bunlara rağmen Kıbrıs Rum Yönetimi resmi makamlarının uyguladığı politikalar nedeniyle Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ta da arkeolojik çalışma yapmak isteyen yabancı bilim insanlarına Kuzey Kıbrıs’ta arkeolojik çalışma yapmaya çalıştıkları takdirde Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ta çalışma yapma izni verilmeyeceği tehditlerinin yapıldığını belirtti.
Kızılduman, “Rum tarafının bu tehditleriyle Avrupalı birçok bilim insanının Kuzey Kıbrıs’ta çalışma yapmaları hatta bu insanların ülkelerindeki bilimsel kuruluşların Kuzey Kıbrıs’ta yapılacak projelere finasman sağlamalarına engel olunmaktadır” dedi.
Bülent Kızılduman, Avrupa ve TC Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Koordinasyon Ofisi katkılarıyla sürdürülen proje kapsamında Kaleburnu Kral Tepesi’nde arkeolojik kazı ve Dipkarpaz-Kaleburnu-Kuruova köyleri arasında kültür mirası varlıklarının tespiti, kayıt altına alınması, bilimsel sorgulamalarının yapılması ve gelecek nesillere aktarılması için arkeolojik yüzey araştırmalarının devam ettiğini söyledi.
“BİRÇOK TARİHSEL ALAN KAYIT ALTINA ALINDI”
Kızılduman, bu yıl yapılan arkeolojik yüzey araştırması çalışması sırasında bölgede var olan ancak bilim dünyasınca varlığından haberdar olunmayan birçok arkeolojik ve tarihsel alanın kayıt altına alındığına dikkat çekti.
Kızılduman, “Bu yıl bölgede yapılan çalışmalar neticesinde daha önceden bilinmeyen Neolitik döneme ait bir arkeolojik alan Kuruova köy sınırları içerisinde tespit edilmiştir. Bilimsel yayınlarda bölgenin Seramikli Neolitik dönemde iskan edilmiş olmadığı düşünülürken artık bilimsel bağlamda günümüzden en az 6000 yıl öncede insanlar tarafından bilindiği, yaşanıldığı Kuruova köyünde yeni keşfedilen yerleşim yerine ek olarak Kaleburnu Kral Tepesi’nde ilk kez bu yıl açığa çıkartılan arkeolojik yapı ve seramiklerle de ispatlanmıştır” diye konuştu.
Kızılduman, “Daha önceleri Kaleburnu köyü günümüzden 3200 yıl öncesine ait gerek ada içindeki farklı bölgeler ile gerekse Ege dünyası, Anadolu, Suriye, Filistin, İsrail bölgesiyle yoğun ticaretin yapıldığı bir aracı merkez konumundaki varlığıyla dikkat çekerken, açığa çıkartılan mimari kalıntılar ve seramikleriyle olasılıkla günümüzden 6000 yıl öncesine kadar varlığını sürdürmektedir” dedi.