KKTC’de “28 Şubat: İnsan Haklarına Balans Ayarı(!)” konferansı… AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı, 28 Şubat sürecine ilişkin, “O dönemin medyasında ve televizyonlarında senaryolar üretildi.
Ravza Kavakcı, AK Parti Kıbrıs Temsilciliği Gençlik Kolları tarafından Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane salon 4’te gerçekleştirilen ‘28 Şubat: İnsan Haklarına Balans Ayarı(!)’ konulu konferansa katıldı. Konferans, Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Doç.Dr. İrfan S.Günsel, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Temsilcileri, AK Parti Kıbrıs Temsilciliği Gençlik Kolları Başkanı Fadıl Şanverdi, Kıbrıs Türk Din İşleri Dairesi Temsilcileri, ve yoğun izleyici tarafından takip edildi.
İnsan haklarının, soykırımın, katliamın ne demek olduğunu Kıbrıs Türkü’nün çektiği acılarla çok iyi bildiğini anlatan Kavakcı, “Kıbrıs bizim için Türkiye demek, Türkiye demek Kıbrıs demektir.” ifadelerini kullandı.
Revza Kavakcı, 28 Şubat döneminde Türkiye’sinde ekonomik ve siyasi istikrarsızğın olduğuna işaret ederek, “En ufak bir gerginliğin söylentisi bile ekonomiyi alt üst ederdi. Ama bir 28 Şubat günü 1997’de birden bire bir tehdit olarak ‘irtica’ diye bir kelime ortaya atıldı. Neydi irtica? Kimdi irtica? Eğer mevcut kurallara uymuyorsanız sizdiniz irtica. Devlet katında sizin kimliğinizin hiçbir anlamı yoktu.” değerlendirmesinde bulundu.
– Medyada ve televizyonlarda senaryolar üretildi
“O dönemin medyasında ve televizyonlarında senaryolar ürettidi. İrtica bir numaralı tehdit oluşturuldu” diyen Kavakcı, “28 Şubat sürecinde medyanın çok büyük rol oynadı. Bizleri Alevi Sunni diye ayırmaya çalıştılar, Türk Kürt diye ayırmaya çalıştılar. Başka bir çok ayrımcılık yapılmaya çalıştılar. 28 Şubat döneminde de irticacı-çağdaş, gerici-ilerici diye ayırmaya çalıştılar. Sermaye bile ekonomik ayrımcılığa uğradı. Sen yeşil sermayesin sana yol yok. O dönemin Türkiye’sinde ben Kürdüm diyemezsiniz.” şeklinde konuştu.
O dönemde milletin gönlünde taht kurmuş, belediyecilik yapmış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bile bir şiiri okudu diye hapse gönderildiğini anlatan Kavakcı, o dönemin zihniyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Muhtar bile olamaz” diyerek, başlıklar attığını hatırlattı.
– Gölcük depreminde böşörtülü olduğumuz için yardımlarımız geri çevrildi
Revza Kavakcı, 17 Ağustos 1999’daki Gölcük depreminde başörtülü olduları için yardımlarının geri çevrildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Biz unutmuşuz. Ama biz başörtülü olduğumuz için kapıdan çevriliriz. Unutmuşuz biz irticayız. Yardım etmeyi bile haketmeyen insanalarız. Orda vatandaşlarımız aç, susuz kalır ama ‘bizden yardım alacaklarına ölsünler, gitsinler’ anlayışı hakimdir. Çünkü milletin bir kıymeti yoktu o dönemin anlayışı içerisinde.”
O zamanki Türkiye ile bugün arasında çok şeyler değiştiğini söyleyen Kavakcı, şöyle devam etti:
“Benim yaşımda olanların inanamayacağı kadar çok şeyler değişti.Mesele başörtüsü değildi. Anneannemin yaşadığı, annemin yaşadığı, kızımın yaşadığı başörtüsü ayrımcılığı ortadan kalkmıştı. Sadece benim yaşadığım değil. Kürk kardeşim için, Alevi kardeşim için, Ermenisi için, bizi biz yapan değer olarak saydığımız bütün özellikleri taşıyan kardeşlerimiz için de ayrımcılıklar ortadan kalkmıştı. Değişen şuydu; ‘O vatandaşa tepeden bakan ezilecek böcek gibi gören, bir kaçını hapiste çürütü veren, ona hiçbir değer vermeyen devlet anlayışı ortadan kaybolmuştu. Onun yerine vatandaşa, millete hizmet için bunu hakka hizmet olarak gören anlayış gelmişti. Çünkü Türkiye’nin başında ‘dünya 5’ten büyüktür deyip’ sadece kendi ülkesinin değil ümmetinin değil, bütün dünya mazlumlarının derdiyle dertlenen bir lider vardı. Çünkü Türkiye artık darbelerin yapıldığı ve darbecilerin güç sahibi olduğu Türkiye değildi. Türkiye Kıbrıs’taki kardeşlerinimde olduğu gibi 15 Temmuz’da da darbeye dur demeyi başarmıştı.”
Konuşmaların ardından Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Doç.Dr, İrfan S.Günsel, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı’ya günün anısına Kıbrıs elişi Lefkara takdim etti.