Türkiye sadece idari sınırları içinde olan bir ülke değildir. Bugün Adriyatik denizinin kenarından Kaşgar’a kadar Türkçe konuşarak seyahat edebilirsiniz. Dünyanın en eski belgeleri yaş yazıtlardır. İnsanlığın keşfettiği en eski taş yazıtlar Türklerden söz eder. Çin tarihi Türkler olmadan yazılamaz, Asya tarihinin yarısından fazlası Türkleri yazar. Avrupa tarihi Atilla’dan Osmanlı’ya her dönem Türkleri anlatır. Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya adım adım Türkler vardır. Akdeniz’de hala Barbaros rüzgarı eser.Balkanlarda akıncıların nal izleri duruyor. Rus tarihinin tamamı Türklerle dolu. İslam medeniyetinin baş tacı Türk-İslam dönemidir. Arap tarihinin en önemli kısmında Türkler var. Orhun kitabeleri en temel Türk izlerini anlatsa da tarihin derinliklerinde daha fazlası var. Dünya tarihinin en önemli olaylarında en etkin milletlerin başında Türkler gelmektedir. Türkiye dışında koskocaman bir Türkiye var.
Biz Türk olduğumuzu unutsak da Dünya bizim Türklüğümüzü asla unutmaz.
Değişim değişmeyen tek olgu. 1991 yılında 20. Yüzyılın son 10 yılında dünya sahnesine bağımız Türk Devletleri çıktı. Bizde çoğu insan görmezden gelse de 1983 kurulan K.K.T.C son kurulan bağımsız Türk Devleti’dir. Siyasetin söylemine Özal, “21.asır Türk asrı olacak” derdi. Demirel de “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar” diye başlayan cümleler kurardı. Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç, “Sırplar bize Türk derdi Müslüman olduğumuz için. Bosna’da kim Müslümansa Türk’tü… “Ezan sesinin yankılandığı coğrafyalarda başka milletler hep Türklerden söz ederlerdi” derdi.
Tarih yazılırken Türklersiz yazılamaz. Çin tarihinde, Arap tarihinde, Roma-Bizans,Rus tarihinde İslam tarihinde Türkler ana aktördür. Referans değerler olarak Türklük her zaman etkileyen bir medeniyet kaynağı olmuştur.
Kavimler Göçü ve İstanbul’un fethi ile dünyadaki değişimler bunun en belirgin göstergesidir.
Birinci Dünya Savaşı ve 1915 Türkler için en uzun zaman dilimidir. Osmanlı’nın yıldızlar gibi savrulması ve küllerinden doğan Türkiye. Hep Cumhurbaşkanlığı forsumuzdaki devlet yıldızları ile övünürken Ortadoğu’da yaşayan Türkmenleri, Kırım Tatar Türklerini, İşgal altındaki Karabağ ve Doğu Türkistan’ı hep sonraları hatırladık. Batı Trakya Türklerinin mücadelesi hep Kıbrıs müzakerelerinden görülmedi. İran topraklarında yaşayan 30 milyonu aşkın Azerbaycan Türkü medyanın gündemine çok az geldi. SSCB boyunduruğunda 70 yıl yaşayan Türkler 1991’de bağımsızlık elde etmesine rağmen Rus-Çin baskısını hala yaşıyorlar. Bakü yönetimi Türk toprağı olan Karabağ’ı Ermeni işgalinden Rus yönetiminin etkisinden kurtaramadı. Türkiye anavatan olarak koca coğrafyanın yükünü omzunda taşırken 94 yıllık Cumhuriyet tarihinde darbe ve ihanetlerle geçirdi. Her şeye rağmen 1939 diplomasi ile Hatay’a alan, 1974’de barış harekatı ile Kıbrıs’a müdahale eden Türk Devleti en son Suriye’de Fırat Kalkanı oluşturdu.
Türk Dünyası birlikteliğine yönelik Türk Konseyi kuruldu. İşlevsel olarak eleştirilse de başlangıç olarak geleceğe ışık oldu. Türkler nerede doğsalar ya da yaşasalar Anadolu’yu vatan bildiler. Güvenli liman bildiler. Katliamdan kaçış, bir çatı altı bir sıcak yuva bildiler ve dara düşünce ANA kucağına geldiler. Kapılarda vize için bekleseler de, çekik gözlerinden başka milletten sayılsalar da küsmediler. Bugün Afgan dağlarından yaşayan bir Türkmen’in umudu Türkiye’dir.
Bugün Kerkük’te evinden kovulan Türkmen’in umudu Anadolu’dur. Suriye’de yaşayan Türkmenler Ankara der durur.
Bakü’de Karabağ kaçkını bir anne sorar Türkiye’den ses geldi mi diye. Kaşgar, Urumçi,Hoten İstanbul’a selam söyler. Kosova’da içilen çayda, Üsküp’te söylenen sohbette Anadolu vardır. Han Saray’da Akmescit’de Akyar’da Anadolu rüzgarları eser. Nogaylar şarkılarında Karadeniz’i Ege’yi söyler.Çuva’da Tuva’da Anadolu’nun izlerini buluruz.Bugün Golan Tepeleri’nde Türkler yaşar.
Tarih bizi Yemen’de unutulmuş Türk köyüne götürür.
Türkler, her noktasına ateş ve çelik isabet eden delik deşik bir yurdu, sevgiliden yadigâr bir ipek mendil gibi kanlı koyunlarında sakladılar. Tarih onlar sadece TÜRK diye yazdı.
Kayıp TÜRKLER
Bugün Fas’tan başlayarak Hindistan’a kadar birçok yerde unutulmuş Türk köyleri ve bölgeleri vardır.
Bir medeniyet düşünün Tarihin ve zamanın her yerinde olacak ve onun nesli tarihini, medeniyetini bilmeyecek.
Sanırım 21. Yüzyılda Türk olmak derin bir tarihin sonsuz bir medeniyetin içinde unutturulmaya çalışan büyük bir hafıza demek.